Türkiye’nin gündemine pelesenk olan Özgür Özel-Gülşah Durbay İftirası.
Ta en başta, kafadan ‘İftira’ dedim. Ne dedikodu, ne söylenti, ne iddia…
Bu resmen iftira.
36 yıllık gazetecilik mesleki hayatımda; böyle iğrenç, böyle mesnetsiz, böyle ahlaksızca bir iftirayı ne gördüm, ne şahit oldum, ne okudum, ne izledim.
Bu var ya, bu. Gülşah’ın başına gelen…
Sırf CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i; al aşağı edebilmek için başka yol bulamayan CHP’li bir kesim muhalif güruhun, iç hesaplaşmasının faturası.
Fatura için çarkı felek çevrildi. Ok, Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’da durdu. Neden mi?
Gülşah ile Özgür Özel ailece sık görüşüyorlar… Özgür Özel Manisalı, evi-barkı burada, eşi evladı, ailesi, dostları burada. Sık sık Manisa’ya geliyor. Siyasi ve protokol ziyaretleri dışında, ailesi ile geçirdiği zamanlar dışında; dostları, arkadaşları ile görüşüyor, onlarla vakit geçiriyor. Partililerle bir araya geliniyor, belediye başkanları ile özel görüşmeler yapılıyor… Ee Gülşah Durbay’da Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı. Elbette görüşecekler, elbette bir araya gelecekler. Elbette istişare edecekler. Çünkü biri genel başkan, diğeri belediye başkanı...
Bunda ne var? Normali bu zaten. Çünkü bu adam Manisalı. Burada doğdu ve büyüdü. Manisa ve Manisalılarla kimsenin koparamayacağı bir bağı var. Anormali kibirli olmak?
***
Kız canıyla cebelleşiyor, zayıflamış, erimiş, kemiklerinin üstünde bir derisi kalmış… Kolon kanseri tedavisi görüyor… İftiraya bak. Şerefsizliğe bak. Siyasi operasyondaki çirkinliğe, çirkefliğe, ölçüsüzlüğe, vicdansızlığa bak.
Hamilelik nedir yahu ? Kurtaj nedir yahu?
Günahlarınızda boğulacaksınız.
***
Senaryodaki detaylara tam biçilmiş kaftan Gülşah. Eee bide yerel seçimlerde genel başkanı tarafından; Manisa Şehzadeler ilçesine belediye başkan adayı gösterildi CHP’den, seçildi de… 36 yaşında, gencecik, akıllı, otoriter, çok güzel bir kız Gülşah Durbay. Gülşah Durbay’ın belediye başkanı seçilme süreci; yazılan çirkin senaryo içinde biçilmiş kaftan.
Kılıf hazır.
Kılıf ; “aşk olmasaydı genel başkan ve Gülşah Durbay arasında…Niye aday gösterilsin ki? Vardır vardır. Başka türlü, bir kadını kim aday gösterir? Hem de gencecik.”
Gülşah Durbay’ın; eğitimi, mezuniyeti, siyasi geçmişi, bilgisi, liyakatı, halk tarafından sevilirliği, belediye mevzuatı bilgisi, o makamı doldurabilme yetisi, gördüğü kabul ve güven.
Bunlar kıymet görmesi gerekirken… Gıybet tercih edildi. Ama ne gıybet…
İftirayı atan güruhun tek derdi, Özgür Özel’i genel başkanlıktan indirmek. Faturası neye mal olursa olsun. Bu güruh diyor ki; “Gülşah Durbay’ın liyakatı hiç önemli değil. İftira hele bir atılsın. Bu liyakat özellikleri saniyesinde hiç olur. Yeter ki lekele. O iftira yapıştı mı, iş bitti. Burası Türk toplumu. Toplum affetmez. Gönder şu iftirayı gelsin. Günah meselesini de sonra düşünürüz. Şu Özgür gitsin başımızdan da, ne olursa olsun. Hele biz şu çamuru bir atalım, izi kalırsa oradan yürürüz. Kalmazsa da başka bir yol bulunur elbet. Yeter ki şu Özgür’ü devirelim””
Kısacası şu güzel kızın, Gülşah’ın sesini titreten boğazını düğümlete düğümlete açıklama yapmasına sebep olan, muhalefetinde muhalefetini yapan bu güruh var ya… Kim veya kimler biliyor musunuz? CHP’lilerin ta kendisi. Kendi içlerindeki hazımsızlar…
Ocular, bucular…
Özgürcüler, Kılıçdaroğlucular, Ekremciler, Mansurcular…
CHP’nin içindeki, diğer CHP’ciler...
Bu Gülşah Durbay – Özgür Özel meselesi; hem siyasi ahlak, hem de aile bütünlüğüne zarar verecek kadar vicdan muhasebesinden uzak, bir siyasi hesaplaşma senaryosu.
Ancak senaryoyu yazan ve medyaya servis ettirenlerin beceriksizliği de barım barım bağırıyor…
Bari bir halt edeceksiniz, profesyonel bir senaristten destek alsaydınız da elinize-yüzünüze bulaştırmasaydınız…
Kepazelik diz boyu…
“CHP’nin kendisinden başka düşmanı yok” söylemi var ya… Harbi doğru.
İç hesaplaşma ile uğraşan bazı CHP’liler.
Gerçekten partinizi aşağı çekmek için sizin; ne Ak Parti’ye, ne MHP’ye, ne DEM’e, ne Hüdapar’a, ne de bir başka siyasi partiye veya rakibe ihtiyacı var.
Partinizin siyasi başarısını aşağı çekmek için siz CHP’liler den başkasına hacet yok. Siz, size yetersiniz…
Rahmetli Erdal inönü demişti, bir lokontada ne yemek istediğini soran garsona…“Hiçbir şey istemez oğlum. Biz burada birbirimizi yiyeceğiz!”
Yiyin birbirinizi…
***
31 Mart yerel seçimlerinin ardından henüz 7 ay geçti. Hafızalarınız henüz taze olması gerekirken, görünen o ki resetlenivermiş…
loading…
Searching but not found…
Unuttunuz demek ki. Yüklenip, bulunamadığına göre.
Kısaca hatırlatayım…Kafa ütüleyeyim biraz.
CHP 31 Mart seçimlerinde 14 büyükşehir belediyesi, 21 İl belediyesi, 337 ilçe belediyesi ve
48 belde belediyesini aldı. Türkiye’nin iktidarda ki partisi Ak Parti ise; 12 büyükşehir, 12 il belediyesi, 356 ilçe belediyesi ve 125 belde belediyesini aldı. DEM 3 büyükşehir, 7 il belediyesi, 65 ilçe, 7 belde belediyesi aldı. İYİ Parti hiç büyükşehir belediyesi alamadı. 1 il belediyesi, 17 ilçe belediyesi, 4 belde belediyesi aldı. İktidarın ortağı MHP hiç büyükşehir belediyesi alamadı. 8 İl belediyesi, 122 ilçe belediyesi, 54 belde belediyesi aldı. Yeniden Refah 1 büyükşehir, 1 il belediyesi, 24 ilçe belediyesi, 19 belde belediyesi aldı. Büyük Birlik Partisi 14 ilçe ve 6 belde belediyesi aldı.
Türkiye geneli belediye başkanlığı seçiminde CHP, AK Parti’yi geride bırakarak tarihi bir başarı ortaya koydu. Türkiye genelinde; 1393 belediye için 31 Mart’ta yapılan seçimlerde CHP yüzde 37,81 ile birinci parti olurken, AK Parti ise %35,48’lik oy oranıyla tarihinde ilk kez ikinci parti konumunda kaldı.
Böylece CHP, 1977’ yapılan ve Bülent Ecevit’in yüzde 41,4 oy oranıyla; 6.136.171 Türk vatandaşından aldığı oyla CHP’yi birinci yaptığı o seçimden bu yana ilk kez birinci parti konumuna yükseldi. Hem de Ecevit’in karşısındaki siyasi rakipler öyle azımsanacak isimler değildi. Türkiye’nin en kıymetli siyasi liderlerinden Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel, Milli Selamet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan ve MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş. Şu an bu 4 önemli siyasi lider hayatta değil, Allah rahmet eylesin. Ancak siyasi düsturları hala benimseniyor ve şu andaki siyasi partilerin tüzükleri de, bu düsturlardan alıntılanarak genişletilmiş durumda.
Şimdi durduk yerde niye kafa ütüledim? Ne gerek vardı bu siyasi geçmişe ve rakamlara değil mi?
Yahu şapkanızı bir önünüze koymuyorsunuz da ondan…
Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin en köklü ve tarihi siyasi partilerinden biri. 9 Eylül 1923 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk tarafından kuruldu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda ve modernleşme sürecinde çok kritik roller aldı. Laiklik, cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik ve inkılapçılık ilkelerine dayanan “Altı Ok” ideolojisiyle Türkiye’nin siyasi ve sosyal yapısına yön verdi. Türkiye’nin modernleşme ve batılılaşma sürecinin öncüsü oldu. 1923-1950 yılları arasında Türkiye’de tek parti olarak iktidarda kaldı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Önderliğinde, birçok önemli reform gerçekleştirdi.
1950 genel seçimlerinde Adnan Menderes Başkanlığındaki Demokrat Parti’nin (DP) iktidara gelmesiyle birlikte, Türkiye’de çok partili siyasi hayata geçiş başladı. CHP’de muhalefet partisi konumuna geriledi. 1923 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan ve 101 yıllık bir siyasi geçmişe sahip CHP; tek parti olarak kurucu lideri Atatürk ile 27 yıl iktidarda kaldı. CHP’nin görüp görebildiği en uzun iktidar dönemi Mustafa Kemal Atatürk ile oldu. Gerisi 101 yıl gelemedi.
Sonrasında çok partili sisteme geçildi, CHP eridi. O dönemden itibaren CHP, çeşitli dönemlerde koalisyon hükumetlerinde yer aldı, almasına da… Ancak ne genelde ne de yerel de asla, birinci parti konumuna gelemedi.
1977’ de Bülent Ecevit’in liderliğinde CHP, birinci parti oldu olmasına da…
CHP’li Ecevit hükümeti uzun ömürlü olamadı. Çünkü 1977 genel seçimlerinde CHP, yüzde 41.38 oy aldı. TBMM’de 213 milletvekili çıkardı. Ancak CHP 213 milletvekili ile tek başına iktidar olmak için yeterli sayıya sahip olamadığından Bülent Ecevit, bir koalisyon hükumeti kurmak için mecliste grubu bulunan diğer partiler; AP-MSP-MHP ile görüşmeler yaptı. Uzlaşı sağlanamadı, bir koalisyon hükumeti de kurulamadı. Dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, Bülent Ecevit’e ‘Azınlık hükumeti” kurmasını önerdi ve 21 Haziran 1977’de azınlık hükumetini onayladı.
3 Temmuz 1977 tarihinde TBMM’de yapılan güven oylamasında 217 kabul, 2 çekimser ve 229 ret oyu kullanıldı ve Azınlık hükumeti güvenoylamasını geçemedi. 21 Temmuz 1977’de Bülent Ecevit başbakanlık görevinden istifa etti.
Bir ay… Yani Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra CHP’nin 101 yıllık siyasi geçmişinde Bülent Ecevit, sadece bir aylık bir CHP hükumetine başkanlık etti.
Evet birinci parti seçildi, ama güvenoyu alamadı.
21 Haziran 1977- 21 Temmuz 1977 tarihleri arasında, sadece bir ay hükumet edebildi.
40. Ecevit hükümetinin güvenoyu alamamasının ardından üç parti bir koalisyon kurdu. Adalet Partisi (AP) lideri Süleyman Demirel, Milli Selamet Partisi (MSP) Lideri Necmettin Erbakan ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Alparslan Türkeş koalisyonu. Bu koalisyon da;21 Temmuz 1977 ile 5 Ocak 1978 arasında yaklaşık 6 ay sürdü…
Eee sonra…
Sonrası bildiğiniz üzere… Koalisyon hükumetleri ile Ak Parti dönemine kadar gelindi.
Her dönemi yazarsam, beni bu kadar uzun köşe yazısından dolayı bombardımana tutarsınız… Bu tarihi süreç başka bir köşe yazısına kalsın…
Niye bu tarihi derinliklere indim…CHP’nin geçmişteki seçim başarısızlıklarını hatırlayabilesiniz diye…
***
1977 – 2024 arasında, yani rahmetli Ecevit’ten sonra… Tam 47 yıl CHP, birinci parti olabilme yüzü görmedi.
Sonra…
Sonra Manisa’dan genç bir lider çıktı. Türkiye’nin en güçlü siyasi liderleri Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’ye kafa tuttu. Gerek sahada, gerek mecliste ve gerekse de medyanın her türlü organında, gelenekselleşmiş siyasi alışkanlıklarla mücadele etti. Yeni bir siyasi yol haritası için CHP’nin başına geldi.
Manisa’nın evladı Özgür Özel… Kendisini çok iyi tanırım. Karakterini, ailesini, hedeflerini, tasalarını, yol haritasını…
Özgür Özel’i televizyon ekranına ilk çıkartan ve daha 37’li yaşlarında iken bile; CHP’yi alıp getirmek istediği yeri kendi ağzından saatlerce TV ekranında anlattıran, kendisini iyi tanıyan bir gazeteci olarak diyorum ki…
Bu kumpaslar tutmaz arkadaş… Sizin ayarlarınız bozulmuş, kumpasınızında hassas ölçüm ayarları yok. Ne genişliğini, ne uzunluğunu, ne derinliğini doğru ölçmüyor durumun…
Bu adam, yani genel başkanınız, yani sizin devirmeye çalıştığınız Özgür Özel…
Partinizi 47 yıl sonra yerel iktidara taşımış ve genel iktidar için yeni bir yöntem bulmuş mu? Bulmuş.
Yöntemin tanımlaması da: Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik “nispeten yumuşak” tavır.
Ancak nispeten…
Yani bir derece yumuşama. Tamamıyla teslimiyetçilik veya biat değil.
Ve siz partililere demek istiyor ki Özgür Özel; “arkadaş bir öte durun. Azıcık sabredin. Biraz çenenizi tutun. Biraz ve bir süre akılcıl ve stratejik gitmemiz gerekiyor. Siz hesap edemiyorsunuz, bari bana engel olmayın. Azıcık ötede durunda, bende stratejimi geliştireyim. İktidar olmak için gelenekselleşmiş lider profilini terk etmek zorundayım.”
Daha yeni bu konuya açıklık getirdi Özgür Özel. Dedi ki; “Ülkem için, partim için daha önce yaptıklarımızı sürdürürsem bu akışı değiştiremem. Yerel seçimde sözümü tuttum. İkinci sözüm genel seçimde iktidar olmak. Parti, 47 yıl sonra birinci parti olduysa farklı şeyler yaptığımız için oldu. Kabul etmek lazım ki yeni bir siyaset izliyoruz ve sonuç aldığımızı görüyoruz. Ecevit, girdiği iki genel ve iki yerel seçimden partiyi birinci parti çıkardı. ‘Ben de yapacağım’ dedim. Ben ilk sözümü tuttum. İkinci sözüm partinin genel seçimde iktidar olması. Kazanmazsak, ertesi gün istifa ediyorum. İlk genel seçimde birinci parti ve iktidar yapmazsam ertesi gün istifa ediyorum, dönmemek üzere. Bu kadar netim.”
Yahu, adam daha ne desin ? “Bir süre sabredin, bir stratejim var. Bir müsaade edin de stratejimi sahada uygulayayım” diyor, işin özeti. Çıkıp tüm planlarını kamu oyuna mı anlatsın açık açık? İktidar da ona göre gardını alsın ve bir çuval incir berbat mı olsun… Bunu mu istiyorsunuz CHP’nin mikserleri?
Başta dedim ya… CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay arasında olduğu iddia edilen bu dedikoduyu, iftirayı yayanları başka yerlerde, başka siyasi partilerde aramayın. Bu hazımsızlar kendi içinizde CHP’liler.
Özgür Özel’i yıpratmak amacıyla ortaya atılan bu çirkin iftira; tam bir siyasi ahlaksızlıktır ve etiksizliktir. Genel başkanınızdan memnun değil misiniz? İftiralarla sonuca ulaşmaya çalışmak, mevcut CHP ziyniyetini devam ettirmekte inat etmekten başka anlama gelmiyor. İşte Özgür Özel tamda bu CHP zihniyetini yıkmaya çalışıyor, ancak anlamıyorsunuz arkadaş. Anlamıyorsunuz.
Bakın AK Partililere, MHP’lilere… Kendi içlerinde kılıçlar çekiliyor, küfürler havada uçuşuyor…vs. Ancak değil Türkiye kamuoyuna… Yahu odanın dışına çıkmıyor. Kol kırılıyor, yen içinde kalıyor.
Siz… Siz CHP’liler…Allah Allah. Sokaklara bir dalıyor, salınıyorsunuz. Vurun abalıya… Değil odanın dışındakiler, tüm dünya duyuyor.
Bu ülkenin ana muhalefetinin liderinin ve partinizin gencecik bir kadın belediye başkanının böyle bir iftiranın içinde isminin geçmesi… Dünya ülke liderleri arasında nasıl bir yankı uyandıracak? Hiç hesap ettiniz mi? Yok.
Özgür Özel gitsin de, gerisi önemli değil…İtibar, aile, çocuklar, toplum…vs. Hiç önemli değil.
Hadi Özgür Özel’in kendisinin itibarını düşünmediniz. Gencecik güzeller güzeli kızı İpek’in, eşi Didem’in, ailesinin itibarını damı düşünmediniz?
Ya; daha 36 yaşındaki çiçeği burnunda kadın belediye başkanı Gülşah Durbay…Manisa’nın tek kadın belediye başkanı olan Gülşah Durbay. Hani şu Özgür Özel’i devirebilmek için yem olarak kullandığınız Gülşah var ya... İşte O’nun itibarı.
Kızcağız boğazı düğümlene düğümlene, sesi titreye titreye çıkıp açıklama yapmak zorunda kaldı.
Gizlediği kolon kanseri hastalığını eşkâre etmek zorunda kaldı. Kemoterapiye gittiği gün, bu çirkin ve ahlaksız iftirayı göğüslemek zorunda kaldı.
İşin ilginç tarafı ise bu çirkin iftirayı bir kadın belediye başkanına, bir kadın CHP’li köşe yazarı eliyle yaptırılıyor.
CHP’nin üyesi, bir kadın köşe yazarı.
***
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’a atılan bu iftira; ne tarafından baksan bir komplo ürünü.
Gülşah Durbay ile Özgür Özel siyaseti beraber öğrendiler. Gülşah Durbay, neredeyse Özgür Özel ile büyüdü. Genel başkanlığından öte, abisi abisi. İftiracılar; Yuh size, yuh…
Dedim ya… Hem Özgür Özel’i, hem de Gülşah Durbay’ı çok iyi tanırım. Özgür Özel’de, Gülşah Durbay’da 2 saygın ailenin çocuklarıdır.
İyi ya…Partinizden Manisa’da gencecik bir kadın belediye başkanı seçilmiş. Daha 36 yaşında.
Sahip çıkın.
Yok; Özgür Özel’in al aşağı edilmesi şart ya. Ancak, başka koz yok ya… Belden aşağı vurulsa, ancak et koparılabilir o bedenden.
Vallahi de billahide bu muhalif CHP’liler çok acemi ve gerçekten siyasi etikten bir parça nasibini almamış.
Manisa’dan bulamadılar, kimse kabul etmedi. Ta Antalya’dan bir maşa buldular. Antalya’da yerel bir internet haber sitesinin partili yazarını kullandılar. Adı Ebru Küçükaydın. Ebru Küçükaydın, Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2020 anahtar listesindeydi. Gazetecilik etiği açısından zaten durum başlı başına; bir facia, çok iğrenç ve çirkin. Bir gazeteci böyle bir maşalığı nasıl kabul eder veya nasıl yapar hiç anlayamıyorum. Gerçek ve bu mesleğe ömrünü vermiş bir gazeteci bunu yapmaz. Zaten gazeteci, O toplumda omurgalı duruşunu alışkanlık haline getirmişse, böyle veya buna benzer bir teklif O gazeteciye gitmez bile. Zira omurgalı bir gazetecinin tetikçi haber veya köşe yazmayacağı bilinir.
Manisa’dan hiç gazeteci meslektaşım; bu şerefsizliği, haysiyetsizliği, çirkinliği ve çirkefliği yapmadı.
O nedenle taaa Antalya’daki kadın partili yazara sipariş edildi “iş.” İş diyorum ki, çünkü “bu bir iş.” CHP Antalya Muratpaşa ilçe örgütü üyesi, bu yazar arkadaş Ebru Küçükaydın; böyle bir iftira içerikli yazı yazdı veya yazdırıldı. Orası muamma. Arada akçeli bir anlaşma var mı bilemem. Sonra da birileri, birilerinin tekmili ile tüm Türk halkı duysun diye de çok takipçili sosyal medya hesaplarından bu yazıyı servis etti, dolaşıma soktu.
Şimdi Özgür Özel; yazıyı yazan Ebru Küçükaydın, yazıyı dolaşıma sokan Tolgahan Erdoğan ve Gökhan Özbek adlı vatandaşlara dava açtı. Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’da 100’den fazla kişiye dava açtı.
Ne yalan söyleyeyim biz Manisalı gazetecilerde; bu denli büyük bir şerefsizliğin, çirkinliğin ve iftiranın atılabileceğini hiç hesap edemedik. Bir CHP genel başkanlığı koltuğu için, gencecik bir kadın belediye başkanının yem olarak kullanılabileceği aklımızın ucundan dahi geçmedi.
Şaştık kaldık… Dumura uğradık.
***
Gülşah; çok akıllı, kıvrak zekalı, omurgalı ve genç yaşına rağmen otoriter bir kadın belediye başkanıdır. CHP Gençlik kollarında, Özgür Özel ile siyaset yaptığı dönem de öyleydi.
Özgür Özel ve eşi Didem Özel ile ailece görüşürler. Özgür Özel; Gülşah Durbay için genel başkanından öte, abisidir. Didem Özel’de ‘Didem Ablası’dır. Aynı saygı ve sevgi Özgür Özel içinde geçerlidir.
Bir genel başkan ile bir belediye başkanının çok samimi olması, belden aşağı vurmanın gerekçesi olmamalıydı.
Yahu sizin derdiniz ne arkadaş? Buldunuz da bunuyor musunuz?
Adam partinizi Türkiye genelinde yerelde iktidar yaptı, “genelde de yapacağım” diye de söz veriyor.
Neyin nankörlüğü bu?
CHP’nin içindeki, bazı mikser, hazımsız CHP’liler; Kemal Bey’i tekrar o koltuğa oturtmak için… Yeniden nal toplayacağınızı bile bile “koltuk için her şey mübahtır” siyasi ahlaksızlığı ile gencecik, üstelik kanser tedavisi gören bir kadın belediye başkanına, bizim Gülşah’ın namusuna dil uzatıyorsunuz. İftira atıyorsunuz.
Diliniz kopsun inşallah.
Siyasi ahlakınız yok hadi… Allah’tan korkunuzda mı yok, müfteriler?
Gülşah kanserle mücadele ederken, siz içerdeki bir kısım kutuplaşmış CHP’liler; gencecik bir kadın belediye başkanını “genel başkandan hamile, kurtaj yaptırdı” diye yaftalamaktan utanmadınız mı? Ar etmediniz mi? Sizin kız çocuğunuz yok mu? Gülşah’ın kendisini, annesini, babasını, kardeşlerini, akrabalarını nasıl bir keder içine sürükleyebileceğinizi hesap edemediniz mi?
Şimdi Gülşah çıktı, toplumdan sakladığı kolon kanseri hastalığını açıkladı. Kurtaja değil, Kanser tedavisine gittiğini ilan etti. Doktorunun, hastanesinin ismiyle…
Gerçek CHP’liler kendilerine; bu iftirayı gerçekmiş gibi anlatan mikser CHP’li çaşıtlara hesap soracak mı acaba? Atatürk’ün CHP’si ile yetişmiş partililer. Siz önce, içinizdeki bu beceriksiz çaşıtlardan kurtulun artık.
Sizi yanlış haberlerle, dedikodularla, iftiralarla yanlışa itiyorlar.
Sizi birbirinize yediriyorlar.
***
Niye bu kadar öfkelendim ve üzüldüm? Niye bu kadar uzun uzun, tarihten de bilgiler vererek, açıklamalı yazıyorum biliyor musunuz?
Bir tarafta bırakın belediye başkanlığı statüsünü, gencecik bir kız, ailesi ve hepsinin onuru-itibarı var.
Diğer tarafta da neredeyse koca bir iktidar kanadını ve avenesini hamur gibi yoğurmayı başaran CHP’nin Manisalı Genel Başkanı, karakterini, kıymetlerini, değerlerini, savunduklarını çok iyi bildiğim, çok iyi tanıdığım; refah bir Türkiye hayali ile yel değirmenlerine karşı bir avuç akıl yoldaşı ile savaşan, Türkiye’nin yeni nesil siyasi stratejist Don Kişot’u, CHP’nin genel Başkan Özgür Özel var. Bu iki genç siyasetçiye yapılan haksızlığı ve iftiraları görünce ruhumdaki isyanı bastıramadım.
Bir kere bir kadının, bir kadına bunu yapmasından zül duydum. Bir kere gencecik bir kadına iftira atılırken, CHP’nin içindeki bir grubun bu kadar kötü zihniyetlere sahip olmasına çok şaşırdım.
Bu kadın CHP’li köşe yazarının yazdığı her kelimenin; “bir sipariş” olduğunu analiz etmekten mesleğim ve meslektaşlarım adına çok utandım.
Bu kadın köşe yazarı arkadaşımızın; böyle ahlaksızca bir iftirayı “söylenti” savunması ile kanıtsız, belgesiz yazmaması gerektiğini bilmemesi ise mesleki olarak çok şaşırttı ve üzdü. Keşke bu arkadaşımız bu iğrenç siyasi operasyonun maşası olmaya he demeseydi. Veya bireysel olarak bu işe imza attıysa da, bunun ucuz kahramanlıktan öteye geçemeyeceğini hesap edebilseydi.
***
Şimdi Çamur Özgür Özel ve Gülşah Durbay’a atılmış gibi görünüyor ya…
Aslında bu çamur Kemal Kılıçdaroğlu’na ve ekibine atıldı.
Bu nedenle bu çamur operasyonunun aktörlerini ve senaristlerini beceriksiz olarak betimliyorum.
Top sektirdiniz…
Yanlış kaleye gol attınız beyler, bayanlar…
Hedefi tutturamadınız…
Özgür Özel’i; masum bir kadın belediye başkanının namusunu kullanarak, devirmeye çalıştınız ya.
Serseri kurşunun hedef tahtası oldunuz. Bu kumpasın senaristleri; kurşun hedef saptı, döndü size saplandı.
Olmadı, tutmadı. Evdeki hesap, çarşıya uymadı.
***
Ya da…
Bu operasyon aslında, birileri tarafından size yapıldı Kemal Bey, tuzağa çekildiniz… Güvendiğiniz o ekip, sizi yanılttı Kemal Bey. Top sektireceklerdi, sizin tekrar genel başkanlığa dönebilmeniz lehine… Beceremediler, hesapları iyi yapamadılar, senaryoyu doğru hamlelerle yazamadılar…vs.
Kalenize gol yediniz Kemal Bey…Şimdi herkes bu işin müsebbibinin siz olduğunu düşünüyor Kemal Bey… Genç başkanı koltuğundan edecektiniz, şimdi o koltuk size hayal oldu Kemal Bey…
Ne olacak şimdi? Açıklama yapacak mısınız?
***
Atatürk’ün kurduğu bu partinin mensuplarının, ‘kutuplaşmış bu kesiminin’ yaptığı ve tekrarlayan bu hatalar, bir gazetecide olsak vallahi insanın sinirlerini zıplatıyor.
Tekrarlıyorum. Partinize sizden başka hiç kimse, bu kadar zarar veremez.
Geçmişteki kavgalarınızdan da, başarısızlıklarınızdan da ders almadınız.
Bırakın da, şu adam partinizi bir toparlasın. Azıcık bir öte durun yahu…Beceremiyorsunuz bari, becerebilenlere bir ön açın. Gece gündüz çalışmaktan, dinlenmeden koşturmaktan gözünün feri kaçmış Özgür Özel’in. Yorgun, bitkin… Ama hala dinamik. “Yapacağım, bu partiyi iktidar yapacağım” diyor.
Sahada, mecliste, grupta, Türkiye’nin dört bir tarafında… Neredeyse 81 ile giden ve yeni stratejiler üreten bir genel başkanınız var. Daha ne istiyorsunuz?
Vallahi ne diyeyim daha… Özgür Özel’i genel başkanlıktan indirmek pahasına; CHP’nin oyunu yeniden, yüzde 25’lere geriletmeye razı olan bir kesim var içinizde.
Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e atılan bu iftiradan, CHP’içinde ki kutuplaşmalardan, Özgür’cüler, Kemal’ciler, Ekremci’ler, Mansurcu’lar kavgalarından anlıyoruz ki…
CHP’nin kendi içindeki muhalifler elinde tuttuğu gücün hiç farkında değil. Özgür Özel’in…
Özgür Özel’in; Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Meclis’e geldiğinde ayağa kalkılmasının istemesini, yerden yere vuruyorlar, bu her şeye muhalif CHP’li cenah. Yahu O bir Cumhurbaşkanı. Her ne kadar yanlışları da olsa, elbette saygıda kusur edilmemesi gerekir. Bu bir siyasi etik ve protokol kuralıdır. Alkışlattı mı? Sadece “ayağa kalkalım” dedi. Devlet Bahçeli Özgür Özel diyaloğu…Oda bir strateji. Bu ideolojik saplantılardan bir türlü kurtulamadınız be arkadaş.
Özgür Özel, bir strateji peşinde… Biriniz de anlayın artık.
Bey ve kadın siyasetçiler… Bir silkelenin, kendinize gelin yahu.
Aşk ve kurtaj iftirası ile devirmek için çalıştığınız o adam… Özgür Özel; Türkiye haritasını kırmızıya boyadı, O zıpkın aklıyla.
CHP’ye Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra tarihinin en büyük yerel seçim zaferini kazandırdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi siyasi bir gücün, siyasi devin belediyelerini elinden aldı ve yerel iktidar zaferinin meşalesini kaldırdı. Ak Parti’yi bütün büyükşehirler de iktidardan indirdi.
Hiç mi kıymeti yok bu başarının…
İşte bu başarının anahtarı, o sizin beğenmediğiniz stratejist Özgür Özel’in elinde.
Bugün Ülke ekonomisini şekillendiren belediyelerin yüzde 70’i CHP’li belediyelerin yönetiminde…
Kavga etmeyi alışkanlık haline getirdiniz be.
***
Ekonomi yerlerde sürünüyor, enflasyon yıllardır ülkeye kazık çakmış durumda, eğitim ve yargıdaki çürüme almış başını gidiyor, kadına yönelik şiddet ve cinayetler ayyuka çıkmış, sokaklardaki asayiş sorunu her gün artıyor…
Narin cinayeti bile 46 gün geçmiş olmasına rağmen henüz çözülememişken, hayat pahalılığı kursaklardan lokma geçirmiyorken, Türkiye’nin dış politikası milli menfaatlerimize aykırı iken, zenginin çok zengin fakirin ise bir dilim ekmeğe bile ihtiyacı varken, katiller ve caniler sokaklarda el kol sallaya sallaya gezebiliyorken, Narin cinayetinin araştırılmasına mecliste ret oyu veriliyorken, kanlı hayvan yasası çıkartılmışken, Türkiye’ye yığılmış sığınmacılar nedeniyle neredeyse kıtlığın eşiğine gelmişken, suçlular neredeyse ödüllendirilirken…
Siz, her bir halta muhalefet eden kutupçu CHP’liler, tüm bunlara karşı duran genel başkanınıza da muhalefetsiniz.
Vallahi anlaşılabilir değilsiniz. Toplum bu CHP’lilerin ne istediğini anlamakta güçlük çekiyor.
Yazık ki, ne yazık…
***
Manisa Şehzadeler Belediyesi’nin halka hizmet vermesi konusunda hiçbir sıkıntı yok. Kimse merak etmesin. Gülşah başkan hem tedavisine devam ediyor, hem de işini yapıyor. Toplumdan aldığı destekle, morali de yerinde. Ayrıca Gülşah Durbay’ın arkasında çok tecrübeli bir kadro var.
Hem siyasi hem de belediye mevzuatı konusunda çok deneyimli bir başkan yardımcısı var Gülşah Durbay’ın. O isim Yenal Yıldırım. Yenal abi, Gülşah Durbay’ın arkasında tam bir kale gibi. Yenal Yıldırım tecrübesi ile Gülşah Durbay’ın sağ kolu. Diğer başkan yardımcıları; Hakan Şimşek, Ahmet Baydar ve Erdem Yıldırım’da öyle.
CHP’li Belediye meclis üyeleri Uğur Doğan, Gökay Budak, Emre Halil Esenkaya, Serhat Teker, Ahmet Anıl Ceylan, Elif Sümeyya Duygulu, Halil Kırbaş, Yiğt Can Özcan, Mümin Yılmaz, Zerrin İşnel, Cevdet Işık, Müjgan Çınar, Aleyna Nihan Akyürek, Onur Ceylan, Baki Adıyaman ve Serkan Turbil. CHP’li Belediye meclis üyeleri ile AK Parti, MHP ve İyi Partili belediye meclis üyeleri uyum içindeler. Kısacası Şehzadeler Belediyesi’nin hizmet kalitesinde sıkıntı yok. Sıkıntı parti disiplininde.
***
CHP’nin içindeki kavgacı tipler ve mikserler, Ocucular, bucucular… Onlar kendilerini biliyor.
Siyasi hedefleriniz, koltuk telaşeniz ve sırf Özgür Özel’i genel başkanlıktan indirebilmek amacıyla; şu günahsız kızın… Gülşah’ın, namusuna bile dil uzattınız.
Yazık yazık, yatacak yeriniz yok.. O masum kız, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ın ahı üzerinizde kalacak.
Bu iftirayı önce partiye, sonra topluma saran kişi veya kişiler…
Gülşah’ın O titreye titreye, boğazına düğümlenen yumruları yuta yuta anlattığı mağduriyetini dinlerken, attığınız iftiradan hiç utandınız mı?
“Acaba günaha mı girdim” diye, hiç sordunuz mu kendinize?
Acaba Allah attığım iftiranın bedelini bana kötü ödetir mi? Diye sordunuz mu kendinize?
• “Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lânetlenmişlerdir. Yapmış olduklarına, dilleri, elleri ve ayaklarının, aleyhlerinde şahitlik edeceği gün onlar için çok büyük bir azap vardır.” (Nûr Suresi; 23)
• “O ağır iftirayı uyduranlar, sizin içinizden bir güruhtur. Bu iftirayı kendiniz için kötü bir şey sanmayın. Aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her biri için, işledikleri günahın cezası vardır. İçlerinden (elebaşılık ederek) o günahın büyüğünü üstlenen için ise ağır bir azap vardır.” (Nûr Süresi: 11)