Reklam Bölümü
WTHA

Bültenimize abone olun, Gündemden haberdar olun!

Abone olduğunuzda WorldTürk'ün Kullanıcı Sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.
Reklam Ver

ZAFER SONRASI AZERBAYCAN’DA İLK SEÇİM

Azerbaycan 7 Şubat’ta erken Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidiyor. Normalde 2025’te yapılması planlanan seçimler Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in kararıyla bir yıl erkene alınmış oldu. Zaten 30 yıldır “dondurulmuş” çatışma olarak tanımlanan Karabağ sorununun çözülmesinin ardından Aliyev’in askeri sahada olduğu kadar siyasi arenada da zafer elde edeceğinden şüphe duyan yoktur. İkinci Karabağ Savaşı’ndan sonra Azerbaycan yetkilileri, devlet çıkarlarını savunma hakkını tüm dünyaya göstermek amacıyla bilgilendirme politikasını güçlendirmiş: gündemini ve haklılığını aktarma yolunda birçok adım atmıştır. Bununla birlikte Karabağ Savaşının Azerbaycan’ın lehine sonuçlanmasından rahatsız olanlar da boş durmuyorlar. Kendisine uygulanan bu çifte standartlara cevap olarak Azerbaycan, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) ile iş birliğini ve örgüt toplantılarına katılımını süresiz askıya aldı. Karabağ zaferinden AKPM’ne ilişkin alınan karara giden sürece Azerbaycan dış politikası bağlamında baktığımızda, Azerbaycan’ın neden erken seçime gittiğini daha iyi anlamış oluyoruz.

İSTİKRAR VE BÜYÜMENİN TEYİDİ
Önemli jeopolitik konumu ve doğal servetleri ile bölgenin parlayan yıldızına dönüşen Azerbaycan özellikle Karabağ zaferinden sonra sadece Güney Kafkasya’da değil, uluslararası arenada da hem ekonomik ve askerî gücü hem de siyasi manevralarıyla kendinden söz ettiriyor. Cumhurbaşkanı Aliyev’in göreve gelmesinden sonra Azerbaycan düzenli ve istikrarlı bir büyüme kaydederek bugünkü konumuna gelmiş durumda. BM’nin 2026 yılına kadar küresel ekonomiye ilişkin raporuna göre, küresel ekonomik gerilemeye karşın Azerbaycan Cumhuriyeti’nde GSYİH büyümesinin 2024’te yüzde 2,6’ya, 2025’te ise yüzde 2,8’e yükseleceği, yıllık ortalama enflasyonun ise 2023’teki yüzde 9,5’ten 2024’te 5,9’a, 2025’te ise 3,9’a kadar gerileyeceği öngörülmektedir. Son yıllarda yaşanan küresel salgına, makroekonomik istikrarsızlığa ve savaşlara rağmen Azerbaycan bu krizleri ekonomik açıdan en az hasarla atlatan ülke olarak dikkat çekiyor. Uluslararası yatırımları teşvik etmek için son dönemlerde Azerbaycan Cumhuriyeti’nde serbest ekonomik bölgeler ve teknoparklar tesis edildi, girişimcilik faaliyetlerine geniş olanaklar sağlamak amacıyla vergi mevzuatında değişiklikler yapıldı. Karabağ zaferi sonrası başta Türk şirketleri, Azerbaycan’ın haklı davasına destek veren ülke şirketlerinin işgalden kurtarılan toprakların yeniden imarında görev alması için Cumhurbaşkanlığı çeşitli teşvikler ortaya koyarak yatırımcıların önünü açtı. Dış borcunun azaltılması yönünde de ciddi adımlar atan Azerbaycan’ın dış borcu şu anda GSYİH’nın yüzde 10’unun altında ve 2024 yılında bu rakamın yüzde 7’nin altına çekilmesi hedefleniyor. Mali harcamaların büyük bir çoğunluğunun Karabağ’ın yeniden imarına yönlendirilmesine rağmen ülkede asgari ücret, emekli maaşları ve sosyal yardımlar kademeli olarak artırılmış, bölgelerin sosyo-ekonomik gelişimi ve çevresel faktörler dikkate alınarak belirlenen hedefe uygun programlar uygulanmıştır. Azerbaycan Cumhuriyeti yeterli mali kaynaklarına rağmen kamu harcamaları konusunda akılcı ve faydacı bir politika izlemektedir.

KARABAĞ MESELESİNDEKİ YAKLAŞIM FARKI
Azerbaycan’ın Karabağ’daki zaferinin günümüzde varlığı ve etkinliği tartışılsa da hâlihazırda uluslararası arenada en üst kurum olan BM’nin aldığı kararların uygulamasını sağlayan bir hamleden daha fazlasını oluşturmuştur. Zira Eylül 2023’te güvenlik güçlerine karşı yapılan provokasyonlar sonrası Azerbaycan tarafından gerçekleştirilen 23 saatlik antiterör harekâtından sonra AKPM Azerbaycan’ı suçlayan ve çelişkili ifadelerle dolu bir rapor yayınlamıştı. Azerbaycan- Ermenistan meselesinde taraf olduğunu açıkça belli etmiş olan AKPM’nin raporunun yanı sıra, İkinci Karabağ Savaşı sonrası birkaç Avrupalı yetkilinin Ermenistan’ı ziyareti sırasındaki kışkırtıcı davranışları ve paylaşımları da mevcut statükoyu değiştirmek istemelerinin göstergeleri olmuştur. Azerbaycan liderinin “Kafkasya’da savaş istiyorlar” uyarısı da boşuna değildir. Oysa ki tüm yaşanan acılara, bir milyondan fazla Azerbaycan Türkünün topraklarından sürülmesine, Hocalı soykırımına rağmen, çatışmalar sırasında ve sonrasında Azerbaycan tarafı merhametini, şefkatini ve asaletini sergilemişti. Son çatışmalar sırasında ellerindeki bavullarla bölgeyi terk etmek isteyen yüzlerce Ermeninin fotoğraflarıyla 30 yıl önce yanına temel eşyalarını dahi alamadan, kucağındaki çocuklarıyla Ermeni zulmünden kaçan Azerbaycanlı sivillerin fotoğrafları sosyal medyada uzun süre paylaşılmıştı. Azerbaycan yetkililerin sivil halka yönelik Ermenice hazırladığı, bölge sakinlerine yiyecek, içecek ve gerekli tıbbi bakımın sağlanacağını belirten broşürler, Bakü’nün, Ermeni ayrılıkçıların rehinesi haline gelen sivil nüfusa karşı duyarlılığını sergiliyordu.

WorldTurk Reklam

 

ATTİLA’NIN TORUNLARI YANINDA
Ermeni lobisinin güçlü olduğu Avrupa’da Azerbaycan’ın sergilediği başarılara paralel olarak karşı eylemler yoğunlaşmıştı. Eylül 2023’te Avrupa Birliği’nin (AB) Azerbaycan’ın haklı eylemlerini kınama girişimi “Attila’nın torunları” tarafından son anda engellenmişti. AB üyesi ve aynı zamanda Türk Devletleri Teşkilatı’nda (TDT) gözlemci olan Macaristan, veto yetkisini kullanarak AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in Azerbaycan’ın Karabağ’daki 2023’teki terörle mücadele operasyonunu kınayan bir açıklama yapmasına karşı çıkmıştı. Türk devletler hem ikili formatta, hem de TDT çerçevesinde enerji ve lojistikten eğitim ve uzaya kadar çok yönlü iş birliği içerisindedirler. Azerbaycan hükümetinin güçlü ekonomisi için günümüze kadar ülkesine başta Türk devletlerden olmak üzere çok sayıda yatırım çekmiş ve çekmeye devam etmektedir. Yatırımların devamının, güvenli ve istikralı ortama bağlı olduğu aşikârdır.

AZERBAYCAN’IN JEOPOLİTİK ÖNEMİ
Azerbaycan’ın jeopolitik önemi, mühim bir coğrafi bölgedeki konumuyla karakterize edilmektedir. Azerbaycan, Hazar-Karadeniz havzası ve Güney Kafkasya’daki ana süreçlerin ve kalkınma projelerinin merkezinde yer almaktadır.

Azerbaycan havzanın petrol ve doğalgaz kaynaklarının kullanılmasına yönelik doğru stratejiyi belirleyerek, ülkenin ulusal çıkarlarını uluslararası bazda giderek artan enerji ihtiyaçları ile uzlaştırmış ve bu bağlamda güvenilir bir ortak imajı kazanmış, ulusal iktisadi ve mali temettüleri güçlendirmek sureti ile uluslararası etkinliğini yükseltmiştir.
Dünya üzere alternatif enerji kaynağı olarak kabul edilen Hazar Denizi bölgesinde petrol ve doğalgaz üretimine ilişkin temel risklerden biri üretilen ürünün dünya pazarlarına güvenli ve serbest güzergahlarla sevk edilmesi ile ilgilidir. Bu açıdan bakıldığında Azerbaycan ve taraftarlarının ürettiği petrol ve doğalgaz ürünlerini dış pazarlara ihraç etme ve ihracat rotalarını çeşitlendirme açısından daha avantajlı bir konumdadır.

Hazar gazının alternatif yollardan Avrupa ülkelerine ihracatı, sadece Azerbaycan’ın değil, tüm Hazar havzası ülkelerinin doğalgaz ihracatına ilişkin risklerini ciddi oranda azaltmış ve jeoekonomik güvenilirliğini artırmıştır. Bunun yanı sıra Güney Gaz Koridoru ve “Şahdeniz-2” projesinin hayata geçirilmesi ile Azerbaycan doğalgazının Avrupa pazarına çıkarılması bu güvenilirliği daha da güçlendirmiştir.
Azerbaycan, Güney Doğalgaz Koridoru aracılığıyla Avrupa’ya yakıt sağlayarak Avrupa’nın enerji güvenliğinin istikrara kavuşmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Batı ile Rusya arasındaki jeopolitik çatışma ve enerji kaynaklarının jeopolitik araca dönüşmesi ortamında Azerbaycan’dan Avrupa’ya ksintisiz enerji akışı Batı’nın rekabet gücünü artırmıştır.
Azerbaycan, İran ve Rusya gibi bölge devletleriyle çevrili olmasına rağmen Avrupa’ya karşı enerji güvenliği ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmiştir.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı bundan 100 yıl sonra bile Azerbaycan’ın ortaklar için önemli bir ortak olacağını belirtmiştir. Bu bağlamda Avrupa Komisyonu’nun Azerbaycan’ı güvenilir bir ortak, Avrupa Birliği Enerji Komisyonu’nun da Azerbaycan’ı “Pan-Avrupa Doğalgaz tedarikçisi” olarak adlandırması da tesadüf değildir.
2022 yılının Temmuz ayında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Avrupa Komisyonu Başkanı Sayın Hanımefendi Ursula von der Leyen’in iştiraki ile Azerbaycan ile Avrupa Birliği arasında enerji alanında Stratejik Ortaklığa İlişkin Mutabakat Zaptı, Aralık ayında ise Bükreş’te “Azerbaycan Cumhuriyeti, Gürcistan, Romanya ve Macaristan Hükümetleri arasında yeşil enerji kalkınması ve nakli alanında stratejik ortaklık anlaşması” imzalanmıştır. Ayrıca, 2022 yılının Ekim ayında Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da “Yunanistan-Bulgaristan Doğalgaz Ara Bağlantı Kısmı” (IGB) açılış töreni düzenlenmiştir. 2023 yılı Nisan ayının 25-de Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Bulgaristan’a yaptığı resmi ziyareti sırasında “Bulgartransgaz” (Bulgaristan), “Transgaz” (Romanya), FGSZ (Macaristan) ve “Eustream” (Slovakya) ile Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) arasında “İşbirliğinin Geliştirilmesine İlişkin Mutabakat Zaptı” imzalandı. İmzalanan akitle, Azerbaycan’dan Avrupa’ya ilave doğalgaz tedariki konusunda 4 nakil sistemi operatörü ile SOCAR arasındaki işbirliği koşulları belirlenmektedir.
Azerbaycan hem Avrasya’nın giriş kapısı, hem Doğu-Batı ulaşım ve komünikasyon koridorlarının merkezi devleti olarak değerlendiriliyor. Azerbaycan’dan geçen tarihi İpek Yolu, ülkemizin lojistik alanında kadim geleneklere sahip olduğunu göstermektedir. Ülkemiz enerji ve ticaret yollarının kesişme noktasında yer almakta olup gelişmiş altyapısıyla bir ulaşım merkezi haline gelmiştir. Kadim İpek Yolu’nun hayata döndürülmesinde konusunda önemli yere sahip Azerbaycan, aynı zamanda Bakü-Tiflis-Kars (BTQ) demiryolunun, “Kuzey-Güney”, “Doğu-Batı” Uluslararası Ulaşım Koridorlarının girişimcisi ve uygulayıcısı olarak öne çıkmaktadır. Ülkemiz, Doğu ile Batı arasında bir kapı görevi görmesinin yanı sıra, Kuzey ile Güney’i birbirine bağlayan önemli bir geçiş merkezidir. Bütün bunlar ülkemizin stratejik bir konuma sahip olduğunu göstermektedir.
Orta Asya’ya giden Rusya ve İran rotalarının yaptırım altında olması, doğu rotasının Batı’nın rakibi Çin’den, güney rotasının ise istikrarsız Afganistan’dan geçmesi, Azerbaycan’ı Orta Asya’ya giden tek güvenli ve jeopolitik açıdan istikrarlı rota haline getiriyor.
Batı ile Rusya arasındaki jeopolitik çatışma ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlar nedeniyle İran’ın nükleer programı nedeniyle uyguladığı yaptırımlar nedeniyle Kuzey Koridoru ve Güney Rotası’nın geçerliliğinin kalmaması, Azerbaycan’dan geçen Orta Koridor’un önemini artırıyor. Halihazırda Orta Koridor, Kazakistan-Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye’nin oluşturduğu Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık Koridoru sayesinde faaliyet göstermektedir. Azerbaycan, bu koridorun nakil kapasitesini artırmak amacıyla Hazar Denizi’ndeki limanlarına ve Bakü-Tiflis-Kars demiryoluna yatırımlarını artırıyor.
Azerbaycan’ın küresel ve bölgesel jeopolitik ağırlığını artıran ana faktörlerden biri, kendine yeten bir ekonomiye, maddi ve insan kaynaklarına, milli iradeye, halk tarafından desteklenen bir hükümete, güçlü bir güvenlik sistemine ve diğer zaruri kurumlara sahip olması, tüm bunlara dayanarak bağımsız bir iç ve dış politika yürütmektedir. Yukarıda açıklananlara ilave olarak Azerbaycan Cumhuriyeti üst düzeyde yatırım güvenliği sağlar.
Azerbaycan’ın geçtiğimiz dönemlerde bölgede ve dünyada gösterdiği dengeli jeopolitik, pragmatik dış politika rotası, başarılı petrol stratejisi, trans ulusal enerji ve nakil ile iletişim politikası, bölgesel ve ulusal güvenlik stratejisi, Avrupa Birliği, NATO, AGİT, BDT ve diğer uluslararası ve bölgesel kurumlarla kurduğu ortaklık ilişkiler, Katılmama Hareketi’ne aktif iştiraki, uluslararası sözleşmelerin çoğunda taraf olarak iştirak etmesi ve uluslararası dünya nezdinde üstlenilen yükümlülüklerin yerine getirilmesi ülkenin dış dünya ile jeopolitik, jeoekonomik, askeri ve jeostratejik ilişkileri olumlu yönde etkileyen temel faktörü olarak kabul edilmektedir.

Halihazırda Azerbaycan devletinin uyguladığı enerji projeleri, bölgesel entegrasyona hizmet eden işbirliği formatları Güney Kafkasya’da istikrarın sağlanmasında önemli rol oynuyor. Bunun yanı sıra, Azerbaycan dünya barış sürecine aktif olarak katılmakta, etkili öneri ve girişimlerde bulunmakta, pratik faaliyetleriyle barış ve güvenliğin güçlendirilmesine değerli katkılarda bulunmaktadır.

Şüphesiz ülkemizin toprak bütünlüğünün yeniden sağlanması, Azerbaycan’ın bölgesel ve küresel düzeyde jeopolitik fırsatlarının arttırılmasında müstesna bir role sahiptir.
Azerbaycan’ın diplomatik düzeydeki stratejik hamleleri bölgede yeni bir güvenlik ve işbirliği ortamı oluşturuyor. Güney Kafkasya’nın jeopolitik mimarisi değişiyor, uzun yıllardır askeri-siyasi çatışmaların yaşandığı, gerginlik ve kaygıların hakim olduğu bölgede yeni iş birliği ve entegrasyon fırsatları ortaya çıkıyor. Bu, bölgedeki tüm devletler için faydalı ve umut vericidir. Aynı zamanda Güney Kafkasya’da güven inşası – Azerbaycan ile Ermenistan arasında barış anlaşmasının imzalanması ilgi odağında, müzakereler sürüyor, temaslar devam etmekte.
Avrupa Birliği Azerbaycan’ın ana ticaret ortağıdır. Azerbaycan’ın dış ticaretinin yaklaşık yüzde 50’si Avrupa Birliği payına düşüyor.

Çok kültürlülük
Çok kültürlülük ve hoşgörü Azerbaycanlıların tarihleri boyunca yaşam biçimi olmuş, günümüzde ise ulusal kimliği, dili ve dini ne olursa olsun, Azerbaycan devletinin her vatandaşının günlük yaşam tarzı haline gelmiştir. Azerbaycan, camii, kilise ve sinagogların hiçbir kıskançlık ve kaygı olmadan yan yana faaliyet gösterdiği, çok sayıda ulusal ve etnik azınlığın barış ve huzur içinde yaşadığı çokkültürlülüğün merkezi olarak tüm dünyada biliniyor ve kabul ediliyor.
Kadim İpek Yolu üzerinde yer alan ve Batı ile Doğu arasında köprü görevi gören Azerbaycan toprakları, tarih boyunca farklı dinlerin buluştuğu bir yer olmuştur. Ülkemizin tarihsel gelişim özellikleri, coğrafi konumu ve nüfusunun etnik yapısı burada çeşitli dinlerin varlığının koşullarını yaratmıştır. Ülkemizde milliyeti, dili, dini, inancı ve geleneği ne olursa olsun tüm insanlar eşit haklara sahiptir.
2011 yılından itibaren Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in şahsi girişimiyle her iki yılda bir Bakü’de Medeniyetler İttifakı Küresel Forumu düzenlenmektedir. Bu Forumlar UNESCO, BM Medeniyetler İttifakı, Avrupa Konseyi, Avrupa Konseyi Kuzey-Güney Merkezi, ISESCO ve BM Dünya Turizm Örgütü ortaklığında gerçekleştirilmektedir. Haydar Aliyev Vakfı’nın Paris, Moskova, Berlin, Roma ve Vatikan’da düzenlediği etkinlikler, ülkemizin çokkültürlülük modelinin tanıtılmasında önemli rol oynamaktadır.
Cumhuriyetimizde yaşayan her halkın temsilcilerinin kültürü ve ahlaki değerleri çeşitli kanunlar ile yasal norm ve akitlerle düzenlenmektedir. Azerbaycan’da din ve inanç özgürlüğü tam olarak sağlanmaktadır. Farklı milliyet ve halklar, din ve mezhepler, medeniyet temsilcileri burada arkadaşça, dostça ve kardeşçe bir ortamda yaşmaktadırlar.
sosyal ve iktisadi gelişimi

BM’nin 2026 yılına kadar küresel ekonomiye ilişkin raporunda (Dünya Ekonomik Durumu ve Beklentiler 2024), küresel GSYİH büyümesinin 2024 yılında yüzde 2,4’e düşeceği, yavaş büyüme eğilimlerinin devam edeceği, özellikle gelişmekte olan ekonomilerin salgının yarattığı kayıpları telafi etmek zorunda kalacağı, ABD, Çin, Japonya ve Avrupa ülkelerinde ekonomik büyümenin zayıflayacağı, yüksek borç ve yatırım eksikliği ile mücadele edeceği, ekonomik büyümenin zayıflayacağı tahmin edildiğini belirtiliyor. Ancak söz konusu rapora göre, küresel gerilemenin aksine AC’de GSYİH büyümesinin 2024’te yüzde 2,6’ya, 2025’te ise yüzde 2,8’e yükseleceği, yıllık ortalama enflasyonun ise 2023’te yüzde 9’a, 2024’te yüzde 5’ten yüzde 5,9’a, 2025’te ise yüzde 3,9’a ulaşacağı kaydedilmiştir. Ayrıca Dünya Bankası, AC’deki ekonomik büyümenin 2024 ve 2025 için artacağını öngörülmüştür.

Son yıllarda yaşanan küresel salgın, makroekonomik istikrarsızlıklar ve İkinci Karabağ Savaşı da dahil olmak üzere savaşlara rağmen ülkemiz bu krizleri ekonomik açıdan en az hasarla atlatmıştır.

Son yıllarda gayri safi yurtiçi hasıladaki büyüme, petrol/doğalgaz dışı sektördeki büyümeden kaynaklandı. Petrol dışı sektörün GSYİH içindeki payı da 2011’de yüzde 48,8’den 2023’te yüzde 66’ya yükseldi.

 

Son zamanlarda Azerbaycan Cumhuriyeti’nde serbest ekonomik bölgeler ve teknoloji parkları kurulmuş, girişimci faaliyet için geniş fırsatlar yaratmak amacıyla vergi mevzuatında değişiklikler yapılmıştır. AC’de dış kamu borcunun azaltılması yönünde ciddi adımlar atılmıştır. Sonuç olarak, halihazırdaki dış borç GSYİH’nın yüzde 10’unun altında ve 2024 yılında bu rakamın yüzde 7’nin altında düşürülmesi hedeflenmektedir.

Azerbaycan Cumhuriyeti’nde asgari ücret, emekli aylıkları ve sosyal yardımlar sürekli olarak artırılmış, genel olarak sosyo-ekonomik ve çevresel alanları kapsayan bölgelerin sosyo-ekonomik kalkınmasına yönelik hedefli programlar benimsenmiştir. AC, yeterli mali kaynaklara rağmen kamu harcamaları konusunda rasyonel-pragmatik bir siyaset izlemektedir. Bu politika bir yandan ülke nüfusunun refahına hizmet ederken, diğer yandan ilgili yönde finansal istikrarın ve AC’nin krizlerden korunmasının koşullarını oluşturmaktadır.

Geçtiğimiz sure içerisinde AC’deki sosyal, ekonomik ve çevresel alanları kapsayan 30’un üzerinde devlet programı, stratejisi ve eylem planı BM’nin küresel Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine entegre edilmiştir.

AC, enerji kaynakları açısından zengin olmasına ve dünyada enerji kaynakları ihracatçısı olarak bilinmesine rağmen yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına da önem vermiştir. Bu alanı daha da geliştirmek amacıyla, yasal ve kurumsal ortamı iyileştirmek amacıyla uygun yasalar ve yasal norm düzenlemeleri kabul edilmiştir. Özellikle Hazar Denizi’nde yenilenebilir enerji alanında çok büyük bir potansiyel (157 bin megavat kapasite) mevcut ve bu potansiyelin kullanılmasına yönelik projeler hayata geçirilmektedir. Ayrıca “Hazar-Avrupa Birliği Yeşil Enerji Koridoru” projesi kapsamında Hazar Denizi ve çevresindeki yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen enerji, Gürcistan’a, oradan da Karadeniz’in altından su altı iletim hattı ile Romanya ve Macaristan’a, sonuç olarak Avrupa Birliği’nin diğer ülkelerine “yeşil enerji” tedarikçisi haline getirilmesi için çalışmalar yürütülmektedir.

Aynı zamanda AC cari yılda BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi-“COP29” Taraflar Konferansının 29. oturumuna da ev sahipliği yapacaktır. Bu sadece dünya toplumunun dikkatini çekmekle kalmayacak, aynı zamanda Azerbaycan’a uluslararası iklim işbirliğinde kilit oyuncu olarak yeni bir statü kazandıracaktır. Dünya toplumunun güvenini ve Azerbaycan’ın uluslararası düzeydeki mevcut başarısını ilk göstergelerinden biri, Ermenistan ve Bulgaristan’ın Azerbaycan lehine adaylıktan çekilmesidir.

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bültenimize abone olun, Gündemden haberdar olun!

Abone olduğunuzda WorldTürk'ün Kullanıcı Sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.
WorldTurk Reklam