Uşak’ta Filistinli Anne ve Çocukları İçin Yürüdüler.
Uşak Filistin’e Destek Platformu Bu gün Anneler günü Filistinli Anneler ve Çocukları için yürüdüler.
Bugün tarih 11 Mayıs 2025. Bugün Anneler Günü. Bugün Anneler Günü…
Çiçeklerin alındığı, duaların edildiği, sevgilerin sunulduğu bir gün.
Ama bazı anneler var…
Gazze’de bombaların gölgesinde,
Doğu Türkistan’da zulmün sessizliğinde,
Arakan’da açlığın ve sürgünün ortasında,
Filistin’de evlat hasretiyle yanan yürekleriyle…
Onlar için Anneler Günü; bir çiçek değil, bir mezar taşı,
Bir kahkaha değil, bir feryat.
Bu gün, binlerce çocuğun artık “anne” diyemediği, binlerce annenin evlatsız kaldığı bir gün. Gazze’de Doğu Türkistan da yaşanan insanlık dramı artık kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir noktaya ulaştı. Bu bir savaş değil, bu bir yıkım; bu bir çatışma değil, bu bir soykırım.
Uluslararası hukukun ve insan haklarının açıkça ayaklar altına alındığı, çocukların, kadınların, yaşlıların hedef alındığı bu kıyımda, Gazze’ye şimdiye kadar 100 bin ton bomba kullanıldı. Bu rakam, İkinci Dünya Savaşı’nda Hiroşima’ya atılan atom bombasının tam yedi katı. Gazze Ölüyor, Sessiz Kalma!
80 yıla yakın süredir Filistin topraklarında büyük zulümler işleyen işgalci İsrail, 7 Ekim 2023 sonrasında saldırılarını daha da artırdı. Gazze’ye yönelik devam eden saldırılarda 51 binden fazla masum sivil şehit olurken, 117 binden fazla kişi yaralandı. Katil İsrail çocuk, kadın, yaşlı, sağlık çalışanı ve gazeteci demeden katliam yapmaya devam ediyor. 7 Ekim’den bu yana, çocuklar oyun oynaması gerekirken, annesinin kucağında hayata umutla bakması gereken 18 binden fazla çocuk öldürüldü.
İsrail saldırıları sonucu Gazze’de sağlık altyapısı tamamen çöktü. Hastaneler bombalandı, ilaç ve yakıt yokluğu sebebiyle binlerce yaralı tedavi edilemiyor. Eğitim kurumları, ibadethaneler ve sivil yaşam alanları hedef alınarak Gazze adeta yaşanamaz hale getirildi. Bir yanda bombalar altında yaşam mücadelesi veren insanlar, diğer yanda tüm dünyanın gözü önünde yok oluşa terk ediliyor.
Gazze bugün sadece bombalarla değil, açlıkla, susuzlukla, ilaçsızlıkla da boğulmak isteniyor. Gazze’ye açılan sınır kapıları kapatılarak insani yardım geçişleri engelleniyor. 2 milyondan fazla insan açlık kriziyle karşı karşıya. Çocuklar gözlerimizin önünde açlıktan hayatlarını kaybediyor. Bu, uluslararası hukuk önünde bir insanlık suçudur.
Yeryüzündeki tüm vicdan sahibi insanlara sesleniyoruz:
Gazze ölüyor, sessiz kalmayın!
Gazze yalnızca Müslümanların değil, tüm insanlığın sorunudur. Zulme karşı sessiz kalan, zulmün ortağıdır. İnsanlık onuru, bugün Filistin’de sınanıyor. Çocukların, kadınların, sivillerin katledilmesine sessiz kalamayız. Filistin’de yaşananlar bir savaş değil, açık bir soykırımdır!
Türkiye’deki vicdan sahibi insanlar olarak bu zulmün başladığı ilk günden beri Filistin halkının yanındayız. Ancak vicdan tek başına yetmez; zulmü unutmamak, unutturmamak, birlikte mücadele etmek zorundayız.
Bugün Gazze’de su yok, elektrik yok, ilaç yok, un bitmek üzere, fırınlar çalışmıyor. En önemlisi de sokaklarda artık oynayan çocuklar yok. Gazze’de tüm bunlar yaşanırken, dünya sessizliğe bürünmüş durumda. Bu sessizlik artık son bulmalı.
2. Dünya Savaşı’nda uğradıkları zulümlerle dünya kamuoyunda sürekli mağdur edebiyatı yapanlar, bugün aynı zulmü Filistin halkına uyguluyor. Bu çifte standarda karşı herkes sesini yükseltmeli, elinden geleni yapmalıdır. Çünkü bizler, çocukların büyüyebildiği bir Filistin hayal ediyoruz.
Gazze’nin ilhakı söz konusu olamaz. Gazze halkı yalnız değildir!
Vicdan sahibi herkes göreve çağrılıyor!
Filistin özgür olana dek mücadelemiz sürecektir.
Bu süreçte:
- 80 binin üzerinde insan hayatını kaybetti.
- 12 bin kişi hâlâ kayıp.
- 320 binden fazla kişi yaralandı.
- 46 binden fazla insanın kolu ya da bacağı kesildi.
- 21 bin çocuk hem annesini hem babasını kaybetti.
- 39 bin çocuk yetim kaldı.
Bu rakamlar sadece birer sayı değil. Her biri bir hayat, bir aile, bir umut, bir gelecek demekti.
Gazze’de halen süren abluka nedeniyle:
- Gıda girişi 68 gündür tamamen durmuş durumda.
- Elektrik ve internet erişimi iki aydan fazla süredir yok.
- Tüm su hatları bombalandı; insanlar temiz suya ulaşamıyor.
- Gazeteciler, seslerini dünyaya yalnızca hastane çatılarında şarj edebildikleri telefonlar ile duyurabiliyor.
Ancak tüm bu ağır tabloya rağmen, Gazze halkı topraklarını terk etmedi. Edilgen olmadı. Direniş yalnızca silahla değil; onurla, aidiyetle, köklerle de mümkündür. Gazze’de sözü geçen 300 aileye milyon dolarlık teklifler yapıldı. Başka ülkelere gitmeleri ve halkı da ikna etmeleri istendi. Ancak bir tek aile dahi bu paraya “evet” demedi.
Bugün, dünyanın dört bir yanında Anneler Günü kutlanırken, Gazze’de anneler çocuklarının cansız bedenlerini toprağa veriyor. Ve biz, dünyanın geri kalanı, bu yaşananları sadece izliyor muyuz?
Tarihe not düşüyoruz: Sessiz kalanlar, bu zulmün ortağıdır.
Susmak, suça ortak olmaktır.
Bugün insanlık sınanıyor.
Gazze’de yaşananları görmek, bilmek, duyurmak, elimizden geleni yapmak insanlık borcumuzdur. Sivil toplum kuruluşlarını, medya organlarını, hükümet yetkililerini, her vicdan sahibi bireyi bu insanlık dramına duyarsız kalmamaya davet ediyoruz.
Unutmayın:
Bir gün tarih , dönüp geriye baktığında, hangi tarafta durduğumuzu yazacak.
BU BİR BASIN AÇIKLAMASI DEĞİL. BU, VİCDANİ BİR ÇAĞRIDIR.
