GENEL SAĞLIK-İŞ DENİZLİ ŞUBESİ BASIN AÇIKLAMASI
“Denizli Devlet Hastanesi’ni kaderine terk etmeyin: Can güvenliği için derhal adım atılmalıdır”
Bugün burada toplanmamızın nedeni, yıllardır süren bir ihmal zincirinin artık kabul edilemez bir noktaya gelmiş olmasıdır. Arkamızda gördüğünüz Denizli Devlet Hastanesi hakkında 2017 yılında verilen “depreme dayanıksız / riskli yapı” raporu, dokuz yıldır raflarda bekletiliyor. 2025 yılına gelmemize rağmen hâlâ net bir taşınma takvimi, boşaltma planı ya da kamuoyuna yapılmış açıklayıcı bir bilgilendirme yoktur. Yalnızca “Taşınacağız” sözü verilmiş; fakat ne tarih vardır ne de güven veren bir süreç yönetimi.

Bu hastane; içinde 800 yataklı servisi olan, her gün binlerce vatandaşın giriş yaptığı ve yüzlerce sağlık emekçisinin çalıştığı bir bina. Deprem riski taşıyan Denizli’nin tam merkezinde, ilk sarsıntıda en büyük yıkıma uğrayacağı bilinen bir yapıda hizmet verilmeye devam edilmektedir. Bu durum, hem sağlık çalışanlarının hem hastaların hem de refakatçilerin can güvenliğini açıkça tehdit etmektedir.
Bugün gerçekleştirdiğimiz sembolik eylem, geçmişte yaşadığımız bir acının bizde bıraktığı derin izlerin sonucudur.

6 Şubat 2023…
On bir ilin yerle bir olduğu o büyük felakette binlerce insanımız hayatını kaybetti. Bir kısmı, yaşadıkları korkunç koşullarda, bir tabut, bir kefen bile bulunamadığı için çuvallarla taşındı; çuvallarla defnedildi.

Biz bu acıyı unutmadık. Unutmayacağız.
Arkamızda duran bu “beton tabut”, yalnızca bir bina değildir; yıllardır görmezden gelinen ve her geçen gün büyüyen bir tehlikenin sembolüdür. Bu binada çalışan her sağlık emekçisi, bu binaya adım atan her vatandaş, yaklaşan bir felaketin gölgesinde yaşamaktadır. Ve biz uyarıyoruz:
Bir felaketle daha yüzleşmemiz sadece an meselesidir.
Bu nedenle bugün Denizli Devlet Hastanesi’nin önüne sembolik bir tabut bıraktık. Çünkü biliyoruz ki, bu bina çöktüğünde kimse dönüp “Bize söylememişlerdi” diyemeyecek.
Dokuz yıldır haykırıyoruz.
Dokuz yıldır kulak tıkayanlara sesleniyoruz.
Buradan İl Sağlık Müdürlüğü’ne, Sağlık Bakanlığı’na ve tüm bürokrasiye sesleniyoruz:
– Bu bina derhal boşaltılmalıdır.
– Şehir Hastanesi ve acil taşınma planının takvimi açıklanmalıdır.
– Depreme dayanıklılık raporları kamuoyuyla şeffaf biçimde paylaşılmalıdır.
– Sağlık çalışanlarının ve vatandaşların can güvenliği garanti altına alınmalıdır.
Sözlerimizi, felaket anlarında kulaklarımızın en çok alışık olduğu o cümle ile bitiriyoruz. Çünkü bugün en çok ihtiyacımız olan şey, gerçekten duyulmak:
“SESİMİZİ DUYAN VAR MI?”
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ
YAŞASIIN GENEL SAĞLIK İŞ
YAŞASIN BİRLEŞİK KAMU İŞ
