CHP Manisa İl Başkanı Balaban, geçtiğimiz aylar içerisinde Manisa Polis Evi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan başkanlığında milli eğitimle ilgili başta; Manisa Valisi Yaşar Karadeniz olmak üzere ilçe kaymakamlarının, İl Milli Eğitim Müdürü’nün, ilçe Milli Eğitim Müdürlerinin, Ak Parti il yöneticilerinin ve iktidara yakın sendika ve STK temsilcilerinin katıldığı gizli bir toplantının yapıldığını iddia etti.
“İKTİDARIN YANLIŞ POLİTİKALARI CİNAYETLERE SEBEP OLUYOR”
CHP Manisa İl Başkanı Balaban yaptığı açıklamada ilk olarak, cinayete kurban giden bir doktor ve avukata taziye dileklerinde bulanarak başladı.
CHP’li Balaban cinayetlerin son günlerde artış gösterdiğini ve bunun en önemli sebebinin iktidarın ekonomi başta olmak üzere adalet ve hukukta uyguladığı yanlış politikalar olduğunu belirterek şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’de son günlerde cinayetler artmaya başladı. Her yeni bir güne yeni cinayet haberleriyle uyanıyoruz. Bir doktorumuz, bir avukatımız hunharca cinayete kurban gitti. Yıllardır uygulanan yanlış politikaların sonucu bu cinayetlerde görüyoruz. Artık ekonomik krizden dolayı işsiz bir baba hem çocuğunu, hem eşini öldürüp sonra intihar ediyor. Artık Türkiye acı bir tablo ile karşı karşıya. Hayatını kaybeden doktorumuza ve avukatımıza Allah’tan rahmet geride kalan ailesine baş sağlığı diliyorum.”
POLİS EVİ’NDE GİZEMLİ TOPLANTI İDDİASI
CHP’li Balaban açıklamasının ikinci kısmında, geçtiğimiz aylarda Manisa Polis Evi’nde milli eğitimle ilgili gizemli bir toplantının gerçekleştirildiği iddiasını gündeme taşıdı.
CHP’li Balaban iddialarla ilgili sözlerine şöyle devam etti: “Devlet kadrolarının kurumu artık ne hale geldiğini Manisa’da görüyoruz. Manisa’da birkaç ay önce Polis Evi’nde ilginç bir toplantı yapıldığı iddiasını öğrendik. Bu iddiaya göre toplantıya Cumhurbaşkanı ve AKP’nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan başkanlık yapıyor. Başta sayın valimiz, 17 ilçe kaymakamı, il milli eğitim müdürü, 17 ilçe milli eğitim müdürü ve devlet adına bu toplantıda yer alıyorlar. AKP il başkanı, yöneticileri, Memur-Sen’e bağlı sendikalar, AKP’nin arka bahçesi olan KADEM, ENSAR, TÜGVA ve TÜRGEV gibi sivil toplum kuruluşları da bu toplantıda yer alıyor. Bu toplantıda milli eğitim konuşuluyor ve milli eğitimin dizayn edilmesi gündeme geliyor. Böyle bir toplantıya neden gerek vardı anlamış değiliz.”
Gizemli toplantıyla ilgili iddiayı gündeme taşıyan CHP’li Balaban, toplantıyla ilgili kamuoyunun kafasında soru işaretler olduğunu belirterek, ilgili kurumlar tarafından cevaplanmak üzere sorular yöneltti.
CHP’li Balaban gizemli toplantı ile ilgili şu soruları yöneltti: “Cumhurbaşkanının kızı Sümeyye Erdoğan’ın başkanlık ettiği toplantıyla ilgili CHP adına ilgili makamlara soruyoruz. Böyle bir toplantı yapılmış mıdır? Bu toplantı yapılmış ise Sümeyye Erdoğan hangi sıfatla ve yetki ile bu toplantıya başkanlık yapmıştır? Sümeyye Erdoğan’ın bu toplantıya çağrılmasında ve başkanlık yapmasında ki amaç nedir? Bu toplantıda milli eğitime ne gibi katkılar yapılması amaçlanmıştır? Konu milli eğitim ise iktidara yakın sendikalar ve STK’lar bu toplantıya çağrılırken, muhalif sendika ile STK’lar bu toplantıya neden çağrılmamıştır? Devlet her yönüyle AKP’nin emrinde bir olgu mudur? Bu toplantı yapıldıysa neden kamuoyundan gizlenmişti? Başta sayın valimiz olmak üzeri ilgili kurumun yetkilileri ile AKP’li yetkililerinden bu soruların cevaplarını bekliyoruz. Kamuoyuna bir açıklama bekliyoruz. AKP’ye ve MHP’ye oy veren seçmen ile hiçbir sorunumuz yok. Onların tercihlerine sonuna kadar saygılıyız. Ama AKP’nin devletleşmesine, devletin AKP’leşmesine itirazımız var. Partili Cumhurbaşkanlığı sistemine itirazımız var. Liyakatsiz, adaletsiz atamalara itirazımız var. Örnek verirsek; Ankara’da Hayvanat Bahçesi Müdürü Mustafa Sancar, TÜBİTAK müdür yardımcısı oldu. İnşaat mühendisi Erkan Kandemir Sağlık Bakanlığı’nda bakan yardımcısı oldu. Bunun gibi örnekler çok ve çoğaltabiliriz de.”
CHP’li Balaban açıklamasında son olarak şu sözlere yer verdi: “Partili Cumhurbaşkanlığı ve şahsım hükümetinin geldiği nokta ortadadır. Ekonomik kriz, hukuksuzluk, yolsuzluklar ortadadır. Millet İttifakı olarak diyoruz ki liyakate ve adalete dayalı bir kadrolaşma olmadan bir ülke kalkınamaz. Bu nedenle ilk seçimlerde iktidara geldiğimizde parlamenter sistemi bu ülkede yeniden tesis edeceğiz. Partili cumhurbaşkanı sistemi ülkeyi bölen bir sistemdir. Cumhurbaşkanı 83 milyonun temsilcisidir. Bu nedenle bir partinin cumhurbaşkanı olursa o ülkede birlik ve beraberlik olmaz. Tek adam rejiminin çocukları da işte böyle Manisa’ya gelir ve tüm devlet erkanını toplayarak toplantı yapar. Meral Akşeni’in, genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun çocuklarının adını kimse bilmez. Bu insanları tanımaz. Ama bakıyoruz ki tek adamın rejimini çocuklarını herkes tanır ve bilir. Biz bu sistemi değiştireceğiz.”
