Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2026’ya girerken yayımladığı kapsamlı yeni yıl mesajıyla yalnızca bir temenni metni kaleme almadı; küresel sistemden bölgesel çatışmalara, terörle mücadeleden iç cepheye kadar geniş bir yelpazede siyasi ve ideolojik bir muhasebe ortaya koydu.

Bahçeli’nin mesajının ana omurgasını, dünyanın içine sürüklendiği çok katmanlı kriz ortamı oluşturuyor. Küresel düzenin çözülüşü, neoliberalizmin iflası ve kapitalizmin çürüyen yapısı, Bahçeli’nin değerlendirmesinde yeni bir uluslararası mimarinin önündeki en büyük engel olarak tarif ediliyor. Bu çerçevede 2025 yılı, Bahçeli’ye göre “ilklerin ve ilkelliklerin aynı anda yaşandığı” bir kırılma dönemi niteliği taşıyor.
Gazze Vurgusu: Sert Dil, Net Pozisyon
Mesajın en dikkat çeken bölümlerinden biri Gazze’ye ilişkin kullanılan sert ve doğrudan ifadeler oldu. Bahçeli, Gazze’de yaşananları yalnızca bir savaş değil, açık bir soykırım olarak tanımlarken; Siyonist terör zihniyetini emperyalizmle birlikte küresel bir tehdit olarak konumlandırıyor. Bu yaklaşım, MHP liderinin dış politikada ideolojik çizgisini koruduğunu ve Filistin meselesini bir “insani kriz” olmanın ötesinde, küresel vicdanın sınandığı bir başlık olarak gördüğünü ortaya koyuyor.
Sudan, Yemen ve Somali’ye yapılan atıflar ise Bahçeli’nin Afrika ve Orta Doğu’yu tekil kriz alanları değil, birbirini tamamlayan bir istikrarsızlık kuşağı olarak okuduğunu gösteriyor. Somaliland üzerinden yürütülen girişimlere dikkat çekmesi, Türkiye’nin Afrika Boynuzu’ndaki jeopolitik hassasiyetlere bakışını da yansıtıyor.
Suriye ve Güvenlik Mesajı
Bahçeli’nin mesajında Suriye başlığı, doğrudan Türkiye’nin güvenliğiyle ilişkilendiriliyor. SDG/YPG’ye yönelik ifadeler, bu yapının dış güçlerin aparatı olarak konumlandırıldığını net biçimde ortaya koyuyor. Bahçeli, Suriye’de kalıcı barışın ancak ülkenin siyasi bütünlüğünün korunmasıyla mümkün olacağını savunuyor.
Bu noktada mesaj, klasik bir temenni metninden çıkarak, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde izleyeceği güvenlik ve dış politika hattına dair güçlü sinyaller veriyor.
“Terörsüz Türkiye” Hedefi Öne Çıkıyor
Bahçeli’ye göre 2025’in en önemli gelişmesi, “Terörsüz Türkiye” hedefinin somut adımlarla hayata geçirilmesi oldu. Bu vurgu, Cumhur İttifakı’nın güvenlik politikalarında geri dönüş olmayacağının açık bir ilanı niteliğinde.
DEAŞ üzerinden yürütülebilecek provokasyonlara dikkat çekilmesi, son dönemde yaşanan İHA olayları ve şüpheli kazalarla birlikte okunduğunda, Bahçeli’nin örtülü ve çok boyutlu tehditlere işaret ettiği görülüyor. Mesaj, güvenlik bürokrasisine olduğu kadar kamuoyuna da “teyakkuz” çağrısı içeriyor.
İç Cephe ve Ahlaki Hatırlatma
Bahçeli’nin yeni yıl mesajında iç cephe vurgusu güçlü bir yer tutuyor. Türk-Kürt kardeşliği üzerinden nifak üretilmesine karşı net bir duruş sergilenirken, muhalefete de sorumlu dil çağrısı yapılıyor. Bu bölüm, siyasi rekabetin milli birlik zeminini aşındırmaması gerektiğine yönelik açık bir uyarı olarak okunuyor.
Toplumsal yozlaşma, bahis ve uyuşturucu çeteleri, ahlaki erozyon gibi başlıklar ise Bahçeli’nin meseleyi yalnızca güvenlik değil, aynı zamanda bir “ahlak ve varoluş” sorunu olarak ele aldığını gösteriyor. 2026’ya ilişkin beklentinin “reform” vurgusuyla dile getirilmesi bu açıdan dikkat çekici.
Daha fazla haber için siyaset bölümünü ziyaret ediniz…
Farklı haberler için youtube, facebook, x sosyal medya hesaplarımızı takip ediniz…
