Yerel Seçimlere 5 ay kala Muğla siyasetinden ilk ses, dünyaca ünlü turizm ilçesi Bodrum’dan yükseldi.
Bodrum’un tanınmış hayırsever iş adamlarından Turizmci Öğretmen Cafer Taşkan bir Bodrumlu olarak öz eleştiride bulundu ve “Turizm yok olursa Bodrum’un geçim kaynağı ne olur? Yerel işletmeler nasıl ayakta kalır? Bacasız sanayi dediğimiz ve övündüğümüz turizm geliri yok olursa Bodrum’da ve Türkiye’de neler olur? Ekonomi nasıl etkilenir? İşte bu yüzden diyorum ki lütfen ama lütfen turizmi, can damarımızı yok etmeyelim. Mademki bizler bu şehirde yaşıyoruz; din, mezhep, ırk, sen, ben, o, bu, şu ayırımı gözetmeksizin, birbirimizi ötekileştirmeksizin, kırmadan, üzmeden Bodrum için tek yürek olmalıyız. Eski Bodrum yok artık. Yeni Bodrum var!..” dedi.
AjansCANKA’ya özel açıklamada bulunan Cafer Taşkan; Yerel seçimler öncesi Bodrum’da din dil ırk gözetmeksizin birlik olma zamanının geldiğine dikkat çekerek; “Bodrum dünyanın gözbebeği ve önemli bir turizm merkezi. Uluslararası platformlarda haklı bir şekilde kendine yer bulmuş kadim ilçemiz. Geçmişini, Bodrum’un yaşayan efsanelerine, koca çınarlarına sormak, bugününü sizlere, bizlere sormak ve sorgulamak gerekiyor. Bunları sorgulayarak evlatlarımıza, çocuklarımıza geçmişi aratmayacak bir Bodrum bırakmak mümkün olacaktır. Bodrum halkına toz pembe hayaller vaad etmek istemiyorum ve sizlere öncelikle şunu söylemek istiyorum. Elden gitmekte olan cennet beldemiz Bodrum’a, gelin hep birlikte sımsıkı sarılalım! Hiçbir şey için henüz çok geç değil. Zaman birlik olma, beraber olma, el ele kenetlenme zamanı. Şüphesiz ki küresel dünyada artık yönetim sistemleri, sosyal çevreler, nüfusların demografik yapıları, kısacası her şey ama her şey değişiyor. Fakat gün geçtikçe değişmeyen ve her geçen gün daha da çoğalarak artan tek şey var, oda Bodrum’un dağ gibi biriken ve Bodrum’da yaşayan insanların yaka silktiği sorunların varlığıdır. Bu sorunlar gerek yurt içinde ve gerekse de yurt dışında kötü imaj oluşturmakta. İşte tüm bu olumsuzlukları değiştirmenin vakti geldi ve geçiyor. Bodrum’un bitmek bilmeyen sorunları yıllardan beri herkesin huzurunu bozmaya,kurgulanmış gibi her geçen gün dağ gibi büyümektedir. Tabiri caizse sorun çok ama çözüm yok. Çözüm çalışmaları ise yamalı bohça misali, bir tarafı onarılırken diğer taraftan patlak veriyor.
HAYALİ DEĞİL GERÇEK POLİTİKALAR HAYATA GEÇİRİLMELİ
Bodrum yerel yönetiminin diğer devlet kurumlarıyla iş birliği içinde çalışması gerektiğine de dikkat çeken Cafer Taşkan; “Bodrumun kulaktan dolma hayali projelere ve süslü laflara ne yazık ki ayıracak ne sabrı kalmıştır, nede vakti. Hayali belediyecilik, rant uğruna yok edilen Bodrum’un tarihi dokusu, hayati öneme sahip su ve alt yapı sorunları, trafik karmaşası sorunu, yanlış planlanan akıllı kavşaklar sorunu, Bodrum’un her geçen gün korkulu rüyası haline gelen Bodrum çöplüğü sorunu, yarım yamalak bırakılan ana yollar ve köstebek yuvasını andıran şehir içi yollar sorunu, dağ gibi büyüyen çarpık yapılaşma ve imar sorunları, sağlık hizmetlerinin özellikle yaz aylarındaki yetersizliği, turizmde yaşanan ve turistlere dayatılan zorbalıklar ve sahtekârlıklar, kaldırımların ve sahillerin şuursuzca işgali… Daha neler, neler… 21. yüzyıl belediyecilik anlayışı elinde olanla yetinmeyi değil, omurgayı dik tutarak tüm devlet kurum ve kuruluşlarıyla işbirliğini gerektirmektedir.
Bodrumun en önemli geçim kaynağı turizmdir. Yollar bir şekilde yapılır, su sorunu bir şekilde planlı çalışmalarla en asgariye indirilebilir, çöp sorunu planlı ve koordineli çalışmayla son bulur, trafik çözülebilir ama Turizm elden giderse onu bir daha geri getirmek çok zor olur, hatta imkânsız olur. Turizmi Bodrum’da ilk başlatan köklü ailelerden birinin damadı olarak büyüklerden çok dinledim geçmişteki turizmi. Oysa şimdiki turizmi gördüğüm zaman dehşete kapılıyorum.
TURİZM MAGANDALIĞI ÖNLENMELİ DÜRÜST ESNAFA DESTEK VERİLMELİ
Ormanlık alanlar ve verimli araziler yok edilerek yapılan devasa büyüklükteki ruhsuz ve mekanik oteller, katledilen doğa, adım başı açılan ve 5-10 Euro fiyatla zorla satış yapan çakma ürün mağazaları… Genelleme yapmadan demek istiyorum ki, bu tarz bazı iş yerlerinde çalışan ve son derece kaba ve saldırgan olan personeller, amacından tamamen saptırılmış başına buyruk barlar ve diskolar, işgal edilen ve resmen evlerin oturma köşelerine dönüştürülen belediyeye ait sokak kaldırımları, turizm magandalarının Bodrum sokaklarında estirdiği ve çoğu zaman ölümle sonuçlanan ve şiddete dönen eylemler, Avrupalı turistlere mekânlarda şuursuzca atılan kazıklar, güzelim sahillerin büyük işletmelerce zorla işgal edilmesi, etrafta temizlenmeyen ve çoğu zaman katmanlaşan pis koku yayan çöpler, eğlence mekânlarındaki anlamsız eğlence tarzları ve çirkin görüntüler, daha niceleri… İşte bunlar cennet Bodrum’umuzda turizmi yok etmek için bilerek kendi ellerimizle yarattığımız canavarlar. Bodrum’un turizm gelirinden başka neyi kaldı? Turizm yok olursa Bodrum’un geçim kaynağı ne olur? Yerel işletmeler nasıl ayakta kalır? Bacasız sanayi dediğimiz ve övündüğümüz turizm geliri yok olursa Bodrum’da ve Türkiye’de neler olur? Ekonomi nasıl etkilenir? İşte bu yüzden diyorum ki lütfen ama lütfen turizmi, can damarımızı yok etmeyelim. Mademki bizler bu şehirde yaşıyoruz, bu kadim ilçenin ekmeğini yiyoruz, din, mezhep, ırk, sen, ben, o, bu, şu ayırımı gözetmeksizin, birbirimizi ötekileştirmeksizin, kırmadan, üzmeden Bodrum için tek yürek olmalıyız. Eski Bodrum yok artık. Yeni Bodrum var… Yeni Bodrum’a yenilikler katarak yeniden var etmek bizlerin elinde… Turizmdeki bu sorunları ortadan kaldırmak ve yok etmek yüksek maliyetlere bakmaz. Küçük dokunuşlara, estetik düşüncelere, güçlü ve kararlı yerel yöneticilere ve bu yöneticilerin devletin diğer kurum ve kuruluşlarıyla omurgayı dik tutarak, iş birliği içinde, aldığı kararlara ve bu kararları kesin ve net bir şekilde uygulamaya bakar. Lütfen can damarımızı yok etmeyelim. “ dedi.
Add a comment