Saadet Partisi Uşak İl Teşlikatı Ekonomik sıkıntılardan dolayı tiritoğlu parkında basın açıklaması düzenledi açıklamayı İl Teşkilat Başkanı Nebi Ilgın yaptı
Değerli basın mensupları, kıymetli hemşerilerim, hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. Bugün, milletimizin yıllardır altında ezildiği enflasyon ve geçim sıkıntısını tekrar dile getirmek üzere buradayız.
Sosyal, ekonomik ve politik süreçleri 22 yıldır yanlış yöneten iktidar, “yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadele” edeceğiz diyerek giriştiği iktidar yolunda, ülkemizin hiçbir yapısal sorununu çözememiştir. Girişilen popülist, maceraperest ve verimsiz politikalar neticesinde ülkemiz borç-faiz batağına saplanmış kalmıştır. İnsanımız işsiz-ümitsiz bırakılmış, fırsat ve imkan bulanlar yurtdışına kaçma hayali kurar hale getirilmiştir. Bilinçli ve bir siyasal tercih olarak kurgulanan ve sürdürülmeye çalışılan enflasyon sorunuyla insanımız mağdur, mahcup ve muhtaç hale düşürülmüştür.
Açıkça ifade etmek gerekir ki Türkiye’nin en öncelikli ekonomik sorunu enflasyondur. Enflasyon ahlaksızlıktır, özünde fakirden zengine doğru bir varlık transferi vardır. Dış faktörler hariç enflasyon büyük ölçüde iktidarların siyasi bir tercihi sonucu ortaya çıkar ve aslında sabit gelirliler üzerinden alınan haksız bir vergidir. Ülkemizde gelir dağılımının her geçen gün biraz daha bozulması, yoksulluk oranının artması ve intihar, boşanma ve şiddet gibi sosyal patlamalardaki artış, enflasyonun ne kadar öncelikli ve büyük bir sorun olduğunun göstergesidir.
Hükümet yetkililerinin enflasyonla mücadele ettiğini iddia etmesine karşın uyguladığı politikalar “zengini nasıl daha zengin edebiliriz” merkezli politik bir arayış ve tercihten ibarettir. Büyük şirketlere vergi muafiyetleri, istisnalar ve indirimlerle büyük ayrıcalık ve korumacılık tanınırken vatandaşlarımızın elektrik, telefon, doğal gaz gibi temel ihtiyaçların faturasını bile ödeyemez hale gelmesi ve ödeyemediği anda bu temel hizmetlerden mahrum bırakılması böyle bir anlayışın doğal sonucudur.
Ülkemiz, özellikle son yıllarda uygulanan yanlış politikalar neticesinde borç-faiz bataklığına saplanmıştır. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre Haziran ayı itibariyle dış borç stoğu 547 Milyar doları aşmış durumdadır. Ocak-Ekim döneminde devlet bütçesinden faize ödenen miktar yaklaşık 2 Trilyondur. Hükümet faiz ödemelerini yapabilmek için borçlanır hale gelmiştir.
Bütçedeki açıklar ise her geçen gün artış kaydetmektedir. Yine Ocak-Ekim döneminde gerçekleşen bütçe açığı 1 Trilyon 440 Milyar TL’dir. Artan bütçe açıkları bir taraftan yeni borçlanmalarla finanse edilmeye çalışılırken diğer taraftan yeni vergiler konularak, vergi oranları arttırılarak ve yeni vergi icatlarıyla karşılanmaya çalışılmaktadır. İktidardakiler kendi hataları sonucu ortaya çıkan enflasyon ve bütçe açığının faturasını vatandaşlarımıza kesmektedir.
Değerli basın mensupları;
Bildiğiniz gibi bu günlerde 2026 yılı bütçesi görüşülüyor. Bütçeye baktığımızda ekonomik politikanın aynen devam ettiğini görüyoruz. Bütçede yine aslan payı faize ayrılmış durumda. Tam 2 Trilyon 741 Milyar TL. Bütçe açığı ise 2 Trilyon 712 Milyar TL. Türkiye borcunun faizini bile ödeyemez hale getirilmiş durumda. Son 20 yılda faize ödenen toplam rakam 28 Trilyon. Bu o kadar büyük bir miktar ki uçakla milletin üstüne serpseniz, hane başına 1 Milyon 100 Bin lira düşer. Ama gel gör ki Türkiye’mizde 40 milyon insanımız açlık sınırının altında bir gelire sahip, mahkemelerde 26 milyon icra dosyası var.
Bütçe görüşmelerinde toz pembe tablolar çiziliyor, hükümet yetkilileri kişi başına düşen gelirde yüksek gelirli ülkeler sınıfına girdiğimizi ifade ediyor ama Türkiye’de maaşlı çalışanların alım gücü son 3 yılda ortalama yüzde 40 azalmıştır. Enflasyonu tek haneli rakamlara düşüreceğiz diyerek vaatte bulunuyor ancak OECD ülkeleri arasında enflasyonda birinci sırada yer alıyoruz. Gıda enflasyonunda da dünyada açık ara birinci sıradayız. Türk lirasının güçlü kaldığını, istikrarlı seyrinin devam ettiğini ifade ediyor fakat Türk lirası son yıllarda dünya çapında en çok değer kaybeden para birimi oldu.
İktidar gerçeklerle yüzleşip çözüm üretmekten ziyade, masal anlatıp milletimizi kandırmayı tercih ediyor. TÜFE’ye göre fiyatların yıllık artış oranı yüzde 33 olarak görünüyor. Bu değer fiyatların düştüğü anlamına gelmediği gibi aslında gerçeği de yansıtmıyor. Çünkü aynı dönemde gıda enflasyonu yüzde 70’lere dayanmış, hizmet enflasyonu yüzde 60’a, kira enflasyonu yüzde 90’lara ulaşmıştır. Bir ülkede resmi enflasyon yüzde 33 olarak açıklanırken, vatandaşın hissettiği enflasyon yüzde 70-80’lerde geziyorsa mevcut iktidar gerçeklerden kopmuş demektir.
Bu durumdaki bir hükümetin ekonomiyi düzeltmesi, gençleri iş sahibi yapması, esnafın çiftçinin elinden tutması, açlık sınırı altında ücret alan asgari ücretlinin, emeklinin geçim sıkıntısını ortadan kaldırması, memurunun refahını sağlaması mümkün değildir.
Türkiye’nin içinde bulunduğu bu durumdan kurtulması, enflasyonun düşmesi ve alım gücünün artırılması için yol bellidir.
- Adil bir vergi sistemi
- Üretime dayalı bir ekonomik model
- İsrafın ortadan kaldırıldığı bir kamu yönetimi
- Çalışanı koruyan bir ücret politikası
- Alım gücünü güçlü tutan bir sosyal devlet yaklaşımı
- Dolaylı vergilerin azaltılması
- Faiz yoluyla devletin ve milletin sömürülmesinin önüne geçilmesi
Kısacası bu yolun adı: ADİL DÜZEN’dir.
Kıymetli hemşerilerim;
Bunlar bir hayal değil, Millî Görüş’ün gerçekleştirerek ispat ettiği uygulamalardır. Aziz milletimiz, Millî Görüşün bu hizmetlerini geçmişte yaşayarak tecrübe etmiştir.
Milli Görüş; Ağır sanayi hamlesi ile yurdun dört bir tarafında kurduğu fabrikalarla istihdam sağlamış, üretime dayalı bir ekonomi ile dışa bağımlılığı azaltmış, kamu malına; yetim malına sahip çıkar gibi sahip çıkmış, israfın ve yolsuzluğun önüne geçmiş, çalışana ve emekliye hakkını vermiş, faiz yoluyla devletin hortumlanmasına müsaade etmemiştir. Görevlendirmede liyakat esasına göre hareket etmiş, devletin tüm kurumlarının en verimli şekilde çalışmasını sağlamıştır. Ek vergilerle değil, kaynak paketleriyle Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk ve tek denk bütçeyi gerçekleştirmiştir.
Böylece alım gücü artmış, milletimizin refah seviyesi yükselmiş, Adil Düzen üzerine kurulmuş güçlü bir Türkiye düşüncesi fiiliyata geçirilmiştir.
Milli Görüşün temsilcisi SAADET PARTİSİ iktidarında inşallah tekrar bu efsane hizmetler birer birer hayata geçirilecek, bu milletin her ferdi, memleketin kaynaklarından payına düşeni hakkıyla alacaktır.
Sözlerime son verirken müsadenizle bir duyuru yapmak istiyorum.
28 Aralık 2025 Pazar günü saat 11’de Atatürk Kültür Merkezinde Genel İdare Kurulu Üyemiz Bekir Demirkaya’nın katılımıyla halka açık bir İl Divan Toplantısı gerçekleştireceğiz. Toplantımıza tüm halkımızı davet ediyorum.
Basın açıklamamıza katılım sağlayan tüm hemşerilerimize , ekranları başında bizi izleyenlere ve kıymetli basın mensuplarımıza şükranlarımı sunuyorum.
