Memleket Partisi Sözcüsü Prof. Dr. İpek Özkal Sayan gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Sayan, iktidarın Türkiye’yi Araplaştırmaya çalıştırdığına değinerek sığınmacılar üzerinden de iktidara yüklendi.
“2019 yılında AKP’li bir yazar tweet atmış, gelen tepkiler üzerine tweetini silmek zorunda kalmıştı. Ne demişti o tweette? “Bu ülkeyi biraz Araplaştıracağız. Büyük şehirlerde Arap Mahalleleri kuracağız.” Tweeti sildi ama dediklerini yaptılar mı? Evet yaptılar, yapmaya da devam ediyorlar. Türkiye’yi Araplaştırma çalışmalarına aslında çok daha önce başladılar. Amaç belli. Amaç, Türkiye’nin demografik yapısını değiştirmek!” diyen Sayan, sözlerine şöyle devam etti;
“Şimdi gelelim Türkiye’nin AKP tarafından Araplaştırılma çalışmalarına. AKP iktidarı, Anadolu değil ama Arap kültürü hayranı. Bunu bilmeyen yok! Arap kültürüne hayranlık sarayın döşeme tarzından bile belli. Altın varaklı koltuklar, şaşaalı döşemeler.”
TÜRKİYE AKP YÜZÜNDEN ARAP ÜLKELERİNİN ARKA BAHÇESİ OLDU
Türkiye ne yazık ki AKP’nin hayran olduğu Arap ülkelerinin arka bahçesi haline dönüştürüldü. Emperyalist devletlerin çıkardığı iç savaşların bir sonucu olarak, milyonlarca yasadışı sığınmacının Türkiye’de barınması sağlandı, vatandaşlık satıldı! 250 bin dolara. Şimdi 400 bin dolar yaptılar. Ama 400 bin dolar yapacaklarını da önceden duyurdular. Batan geminin malları gibi satıldı vatandaşlık!
TÜRKİYE’Yİ PARSEL PARSEL VATANDAŞLIĞI DOLARLA SATTILAR
Türkiye’yi parsel parsel, vatandaşlığı dolarla sattılar… Hem geçmişimizi, hem geleceğimizi, henüz doğmamış nesillerimizin hakkını, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde verilen milli mücadelenin, akıtılan şehit kanlarının eseri Cumhuriyet’imizin birikimlerini göz göre göre sattılar. Satışları da her yere kurdukları reklam panolarıyla yaptılar. Devam da ediyorlar. Dur diyen yok çünkü. Petrol ve gaz zengini Arap ülkeleri zayıflayan Türk ekonomisini iştahla bekleyip, ne var ne yok satın aldılar! Kanal İstanbul Projesi için İstanbul’da arsa satışı reklamları ta 2015 yılında çekilmeye başlamış!
TÜRKİYE’NİN ARAPLAŞMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ
Her yerde Arapça yazılar, tabelalar görüyoruz. İş yerlerinde, hastanelerde, kütüphanelerde, yol ve yön tabelalarında. Ama Türkiye sahipsiz değil! Biz buradayız! Memleket Partisi burada! Türkiye’nin Araplaşmasına izin vermeyeceğiz! Yaptırmayacağız!
ÖNCELİĞİNİZ SIĞINMACILAR OLURSA BUNA İTİRAZIMIZ VAR
Türkiye’nin demografik yapısına müdahale sadece Araplaştırma ile bitmiyor. Sığınmacı sorunu da her gün katlanarak artan bir sorun olarak karşımızda duruyor. Geçenlerde İçişleri Bakanı 700.000 bin Suriyeli bebek doğdu açıklamasını yaptı. “Türkiye’nin değeri bu bebekler” dedi. Biz de çok severiz bebekleri. Sağlıkla, mutlulukla büyüsünler, uzun ömürleri olsun. Ama… Bu ülkede kendi vatandaşınızın derdine derman olamadan, aş vermeden, iş bulmadan, yeni istihdam alanları yaratmadan, vatandaşınızın eğitim, sağlık, barınma ihtiyaçlarını karşılamadan önceliğiniz sığınmacılar olursa bizim buna itirazımız var!
KESENİN AĞZI SIĞINMACILAR İÇİN SONUNA KADAR AÇILIYOR
Bir taraftan da açıklanan Suriyeli sığınmacı sayısı hiç değişmiyor! Bebekler doğuyor, yeni sığınmacılar geliyor. Sayı hep aynı. 3 milyon 800 binde takıldı. Türkiye’de hiçbir veriye güven yok! Sonra gelelim sığınmacılara yaptığınız masraflara. Resmi olmayan rakamlara göre sığınmacılara harcanan sağlık gideri 4 milyar 90 milyonu aşmış. Yani kesenin ağzı sığınmacılar için sonuna kadar açılıyor. Öbür tarafta en düşük emekli maaşı 3500 TL olarak açıklanıyor!
BİZ BUNA VATANSEVERLİK DİYORUZ
Sığınmacı politikasına kılıf uydurmak için yandaş medya da alıyor sazı eline. Bir taraftan yazıyor, bir taraftan TV ekranlarında konuşuyorlar. AKP’nin sığınmacı politikası eleştirisine “yabancı düşmanlığı” diyorlar! Biz de buna gülüyoruz! Siz buna ne derseniz deyin. Biz buna vatanperverlik diyoruz, biz buna ülkesine sahip çıkmak diyoruz!
YANAN YERLERİN KİME TAHSİS EDİLECEĞİ BİLE BELLİ
Vatandaş orman yangınlarıyla mücadele ededursun, önceki gün Kültür ve Turizm Bakanlığı aynı ormanları turizm yatırımcıları için tahsise açtı. Yani 16 ilde, içinde orman arazileri de bulunan 51 alanı turizm yatırımcılarına 49 yıllığına tahsis edecek. Cumhurbaşkanı da isterse bu süreyi 75 yıla kadar uzatabilecek. Buralar öyle kıymetli yerler ki. Türkiye’nin gözbebeği. Sadece Çeşme’de tahsise açılan arazilerin 100 milyon dolar değerinde olduğu söyleniyor. Bodrum’da tahsise açılan alanların içinde ise 1. derece doğal ve arkeolojik sit alanları, zeytinlikler, ibadet alanları var. Buraların kimlere tahsis edileceği önceden belirlenmiş bile. Bu alanları imara açmak bir felaket! Bu kadar yeşil düşmanı, mavi düşmanı, doğa düşmanı bir hükümet olamaz! Talan ettiniz canım ülkeyi talan. Yeşiline, mavisine, doğasına kast ettiniz. Hesabını hem bizlere hem de gelecek nesile nasıl vereceksiniz!
HER KADIN CİNAYETİNDE DANIŞTAY’IN DA SORUMLULUĞU VAR
Danıştay’ın tarihe not düşecek bir kararıyla devam edelim. 19 Temmuz 2022 tarihinde alınan kararla Danıştay 10. Dairesi, İstanbul Sözleşmesi’nin feshine ilişkin 20 Mart 2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı’nın iptal istemini reddetti. Bu ne demek; bundan sonra her kadın cinayetinde, her tacizde, her kadına şiddette Danıştay’ın da sorumluluğunun olması demek.
OLDU OLACAK TBMM’NİN KAPISINA KİLİT VURUN
Aynı zamanda bu karar hukuk devletinin de iflası demek. Çünkü alınan kararın gerekçesinde diyor ki; uluslararası antlaşmaları onay ve fesih yetkisi yalnızca Cumhurbaşkanı’na aittir. TBMM’nin herhangi bir yetkisi yoktur! Bu, Meclis’in artık etkisiz bırakılmasının ilanıdır. Oldu olacak TBMM’nin kapısına kilidi de vurun, hepten rahat edin! Sonuç olarak bu kararın altında imzası olanlar, üstlerine giydikleri düğmesi olmayan cübbenin hakkını verememiştir. Bu karar; tek adam rejiminin, altına Danıştay imzasının atılmasıyla tescillenmesi demektir.
CUMHUR İTTİFAKI GİDECEK!
Bugün yaptıklarınızın hesabını gelecek nesile nasıl vereceksiniz? Biz söyleyelim mi? Veremeyeceksiniz! Çünkü; bu ülkenin çocuklarının, gençlerinin, vatandaşlarının hakkını yediniz, rızkına mani oldunuz! O yüzden bu seçimde eller ampule oy basmayacak! Cumhur ittifakı gidecek!
BU ÇOCUKLARIN HAKKINI SİZE YEDİRTMEYECEĞİZ
Soruyoruz size; bugün barınma, beslenme, eğitim, sağlık gibi pek çok kalemle birlikte bir çocuğun masrafı ne kadar? Bu ülkenin evlatlarına, gençlerine yapacağınız yatırımı, masrafı siz kim için ve ne amaç uğruna yapıyorsunuz? Kimin hakkını kime veriyorsunuz? Bu ülkenin vatan evlatlarının rızkına, geleceğine mani olma hakkını kimden alıyorsunuz? Yedirtmeyeceğiz! Bu çocukların hakkını size yedirtmeyeceğiz!
AKP SIĞINMACILARI DA ALIP GİDECEK!
Kendi vatandaşının yaşam, eğitim, sağlık, barınma hakkını gasp eden AKP, zenginliğimiz dediği sığınmacıları de alıp gidecek! Türkiye sığınmacı kampı değil. Sizin babanızın çiftliği hiç değil. Bu ülkenin evlatlarından çaldığınız her şeyin karşılığını vereceksiniz! Memleket Partisi bu konuyu, diplomatik yöntemlerle Esad’la masaya oturarak, sığınmacıların da güvenliğini sağlayarak onları ülkelerine geri göndererek çözecek.
TÜRKİYE SEÇİM MALZEMESİ OLDU İNGİLTERE’DE
İngiltere’de, Ruanda ve Türkiye “ucuz çözüm ülkesi” olarak aynı kefeye konuldu. Yani siz utanmıyorsunuz ama biz utanarak söyleyelim seçim malzemesi oldu Türkiye İngiltere’de. İngiltere Başbakanı istifa etti. Yeni seçim için başbakan adaylarından biri, aynı zamanda Dışişleri Bakanı Liz Truss “seçilirsem sığınmacıları Türkiye ile Ruanda’ya yollayacağım” dedi. Ruanda 11 milyonluk bir Afrika ülkesi. Peki biz bu açıklama için İngiltere’ye mi kızalım yoksa Türkiye’nin dünyadaki imajını bitiren AKP’ye mi? Elbette bu politikanın sorumlusuna! Hem içte hem dışta izlediği yanlış politikalarla Türkiye’nin imajını yerle bir eden sorumlu iktidar partisine: AKP’ye!
SİZİ SANDIKLA GÖNDERELİM TÜRKİYE ŞAHLANACAK
İngiltere bu cüreti nereden buluyor. Bu cüretin sebebi ne? Sayenizde Türkiye’nin uluslararası alanda verdiği kötü görüntü mü? CDS’in 908 olup Türkiye’yi iflasın eşiğine ve dövize muhtaç hale getirmeniz mi? Avrupa Birliği ile para üzerine kurulmuş sığınmacı antlaşmalarınız mı? Türkiye’nin itibarını yerle bir ettiniz. Ama Türkiye çok güçlü bir devlet. Sizi sandıkla bir gönderelim, sonra Evelallah Türkiye yeniden şahlanacak. Ama artık bu seçimde vatandaşın eli ampule oy basmayacak!
TÜRKİYE’DE İFLAS KONUŞULUYOR
Gelelim ülkenin batan ekonomisine. Bugünlerde çok konuşulan CDS oranlarına ve Türkiye’nin iflasın eşiğine gelmesine! Artık Türkiye’de ekonomik kriz konuşulmuyor, artık Türkiye’de iflas konuşuluyor! Buradan AKP çıkamaz, ekonomi düzelmez. Yani bu ülkeyi kurtarsa kurtarsa yine AKP kurtarır söylemi işlemez. Çünkü yüzlerini hukuka ve demokrasiye çeviremezler. Artık çok geç! Türkiye ilk aşamada elindeki dövizleri, euroyu, altını bozdurdu. 128 milyar dolar hiç oldu, hazine boşaldı. Artık kaynak da kalmadı. Panik halindeler!
BAĞIMSIZ KREDİ KURULUŞLARI AÇIKÇA TÜRKİYE’YE YATIRIM YAPMAYIN DİYOR
Dünyada ülkelere not veren kuruluşlar var, bağımsız kredi kuruluşları: Fitch gibi Moody’s gibi Standard and Poor’s gibi. Bunlar sürekli Türkiye’nin CDS puanının primini yükseltiyor, kredi notunu düşürüyorlar. CDS nedir? Kısaca açıklayalım. Herhangi bir ülke diğer bir ülkenin hazinesine ya da şirketine borç verirken o borcun geri ödenmemesi ihtimaline karşı kendini garantiye alır. Yani CDS bir nevi sigorta poliçesi, kefalet bedelidir. Borcu veren borcun ödenememe riskine karşı önlem alır yani. Çünkü CDS’i yüksek olan ülkelerin borçlarını ödeyememe olasılığı yüksektir. CDS primi 300 puan üzerindeki ülkeler aşırı kırılgan ekonomiler olarak kabul ediliyor. Yani açıkça Bağımsız Kredi Kuruluşları diyor ki; Türkiye’ye yatırım yapmayın! Yatırım yapacaksanız da demokrasiyle yönetilen bir devlete %2.5 ile verdiğiniz krediyi, Türkiye’ye %13 ile %14 ile vermeniz gerekir. Çünkü Türkiye’nin CDS primi 18 Temmuz 2022 itibarıyla 908,40 olarak belirlendi. Bu ne demek? Bu ülke iflasın eşiğinde demek!
CDS’İN YÜKSEK OLMA SEBEPLERİ
Peki CDS neden yüksek. Çünkü Türkiye’de; Bağımsız bir Merkez Bankası yok. Türkiye’de enflasyon aşırı yüksek. Enflasyondaki artışla mücadele edilemiyor, etkili adımlar atılamıyor. Kurda oynaklık var. Para politikası belirsiz. Kurdaki yükselişi engellemek için yüklü miktarda döviz satılıyor. Net döviz rezervleri çok düşük. Cari denge bozuk. Enerji fiyatları çok yüksek. Diğer ülkelerin Merkez Bankaları faiz artırımına gidiyor.
BATIYORUZ!
AKP diyor ya tüm dünya krizdeymiş, o zaman diğer ülkelerin CDS’lerine de bir bakalım. 15 Temmuz tarihli Worldgovernmentbonds verilerine göre, CDS primi en düşük olan ülke, 13 baz puan ile Hollanda. Almanya 15.70, İngiltere 17.50, ABD 20, Fransa 27.50. Liste böyle uzayıp gidiyor. Türkiye ise 908.40! Yani batıyoruz!
AKP HALKA YALAN SÖYLÜYOR
AKP hem ekonomiyi yönetemiyor hem de vatandaşın gözünün içine baka baka yalan söylüyor. Sözde nas diyor. Faiz haram diyor. Ama kur korumalı mevduat hesabını oluşturuyor. Geçen yıl bankalar 93 milyar kâra geçmişken, bu yıl karlarının 400 milyarı bulacağı söyleniyor. Faiz üzerinden kazanç sağlayıp ama bir tarafta faiz haram söylemi üzerinden insanları uyutmaya çalışan AKP iktidarı oyunu kaybeden çocuk gibi ağlıyor!
20 YILDIR ÜLKEYİ YÖNETEN İKTİDAR PARTİSİNİN SÖYLEMİNE BAK!
AKP MKYK Üyesi, Elazığ Milletvekili açıklama yapıyor. Diyor ki; “her ne kadar sebebi biz olmasak da çözümünden kendimizi mesul tuttuğumuz bir dönem.” Cumhurbaşkanı açıklama yapıyor: “Türkiye’nin ekonomi ile teslim alınmasına rıza göstermeyeceğiz” diyor. Bak bak… 20 yıldır ülkeyi yöneten iktidar partisinin söylemine bak. Buna ne denir biliyor musunuz? Buna mağdur edebiyatı denir. Bu, oyunu kaybeden çocuğun mızmızlanmasıdır, ağlamasıdır, kaybetmesine bahaneler aramasıdır.
RUSYA UKRAYNA SAVAŞIYOR NE BİZİM ENFLASYONUMUZ ARTIYOR
Tüm dünya krizde. Enflasyonun sebebi Rusya-Ukrayna savaşı dediler. Rusya’da enflasyon yüzde 15.9, Ukrayna’da yüzde 21.5. Türkiye’de şaibeli TÜİK verilerine göre yüzde 79. Yani Rusya-Ukrayna savaşıyor ne hikmetse bizim enflasyonumuz yükseliyor! Enerji enflasyonu, gıda enflasyonu, tüketici enflasyonu, üretici enflasyonu almış başını gidiyor ve korkunç bir bilgi kirliliği var. Güvenilir verilere de ulaşmak mümkün olmuyor.
GIDA SEKTÖRÜNDE KRİZ VAR
Gelelim başka bir kriz alanına, gıda sektörüne. Gıda sektöründe maliyet enflasyonu var. Bu enflasyonu oluşturan unsurlar istikrarlı bir şekilde artan ham madde, ambalaj, lojistik ve enerji giderleri (doğal gaz, elektrik) Bitkisel ve hayvansal üretimdeki yanlış politikalar karşımıza kriz olarak çıkıyor. Hükümet gıda alanındaki enflasyona karşı önlem de alamıyor, eli kolu bağlı duruyor. Bir dönem KDV indirimine gittiler ama bu indirimler işe yaramadı. Gıda fiyatları artmaya devam etti. Yani kalıcı bir çözüm üretemediler.
ÇİFTÇİYE 30 TL’YE MAZOT VERİRSEN…
Nisan ayında Cumhurbaşkanı bir açıklama yaptı. Ne dedi? “Yaz gelip mahsuller ortaya çıktıkça gıda ürünlerinin fiyatı düşer. Bu yıl bolluk, bereket yılı.” Peki fiyatlar düştü mü? Bu dönemde yaz meyvelerinin fiyatları hep düşük olurken, şu an dar gelirli vatandaşlar için ulaşılamaz fiyatlarda. Bunun en büyük sebebi üreticinin üretim ve lojistik maliyetinin yüksek olması. Çiftçiye 30 TL’den mazot verirsen tezgahta da 30 TL’den aşağıya kiraz yiyemezsin. Yani yaz ayı bolluk bereket ayı olmadı. Vatandaş yine ucuza meyve sebze yiyemedi!
Gelelim süt fiyatlarına. Süt fiyatları düşük olduğu için süt ve damızlık işletmeleri dişi hayvanları kesime gönderdi. Bunun sıkıntılarını yeni yeni yaşamaya başlıyoruz. Süt inekleri kesildiği için süt fiyatları yükseliyor. Bugün bir kutu süt 20 TL. Süt fiyatlarına bağlı olarak süt ürünlerinin tamamının fiyatı da hızla yükseliyor. Yani peynire, ayrana, yoğurda verdiğimiz para git gide artıyor. Dişi hayvanların kesimiyle birlikte doğum da azaldı. Şu anda ülkemizde yeterince besi hayvanı da bulunmuyor. Böylece et de pahalanıyor. Kurban bayramından sonra her yıl et fiyatları düşerdi, bu yıl artışa geçti. Buraya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum! Kurban bayramından sonra et fiyatları zamlandı! Kurbandan önce etin karkas (etin kemikli hali) kg fiyatı 88.90 -92 TL idi. Şu anda 98TL ile 102 TL arasında değişiyor.
LİYAKAT YERİNE SADAKAT DİYEN AKP’LİLER UTANSIN!
Yani vatandaş çocuğuna sağlıklı gelişme ve büyüme için en gerekli olan et, süt, peynir, meyve, sebze gibi gıdaları yediremiyor. Yani vatandaş aç aç! Topraklarından bereket fışkıran şu canım ülkede aç! Bu ülkeyi bu hale getiren liyakat yerine sadakat diyen AKP’liler utansın!
MADEM SİLECEKTİNİZ NEDEN FAİZ KOYDUNUZ?
Gençlerin haklı direnişiyle KYK kredi faizleri silindi. Peki biz soralım; madem silecektiniz neden faiz koydunuz? Faiz haram değil miydi? Ödeyenler neden ödedi peki? Faizi ödeyenlere geri ödeme yapacak mısınız? Yoksa üstüne 1 bardak su için mi diyeceksiniz? O zaman biz de sorarız. Nerede kaldı sizin adalet anlayışınız, adalet duygunuz? Biz Memleket Partisi olarak 3 A diyoruz. Akıl, Ahlak ve Adalet! Adalet bir toplumun en çok ihtiyaç duyduğu şeydir. Vatandaş devletten “adalet” bekler. Ama siz insanların adalet duygusunu da yok ettiniz! Ayrıca gençler size de kocaman, yürekten bir helal olsun. Sağlam direndiniz! Şimdi sıra KYK yurt ücretlerinde, KYK kredi ve burs ücretlerinde.
2022 YKS TAM BİR FİYASKO OLARAK TARİHE GEÇTİ!
2022 YKS sonuçları da açıklandı. Öğrencilerimize üniversite hayatlarında başarı diliyor ve emeklerinin karşılığını aldıklarını umuyoruz. Ama 2022 YKS tam bir fiyasko olarak tarihe geçti! Açtıkları tabela üniversiteleri dolsun, gençlerin işsizliğinin üstü örtülsün diye üniversite sınavındaki barajı kaldırdılar. Sınava 3 milyon 243 bin 425 aday başvurdu. Sıralamalar geçen yıla göre 200-300 bin kişi kaydı. Öğrenciler nasıl sıralama yapacaklarını dahi bilmiyorlar, zor durumdalar, mağdur oldular!
OKUL BİTİNCE İŞ VAR MI? YOK!
Şehirler kalkınsın diye bu iktidar üniversite açtı! Tabeladan ibaret üniversiteler. Ne hocası var, ne akademik programı. Şimdi oraları doldurma çabasındalar. Yabancı uyruklu hocalarla ve mezun olduklarında iş bulamayacak gençlerle. Yani hem yabancı uyruklu akademisyenlere iş bulacaklar hem de gençleri 4 yıl oyalayacaklar. Okul bitince iş var mı? Yok! Bu üniversiteleri açarken mezunlar için yeni istihdam alanları yarattılar mı? Hayır.
GENÇLİK İNTİKAMINI SANDIKTA ALACAK
Her şey bir yana öğrenciler farklı bir şehirde okuyabilmek için ulaşım ücretlerini nasıl karşılayacaklar? 12 taksitle otobüs bileti satılıyor internette. Bununla birlikte Vakıf Üniversiteleri’nin ücretleri de neredeyse yüzde 90 düzeyinde arttı. Gençler dolarla okuyor. Yurt fiyatları zamlanıyor, KYK kredilerine, burslarına ise henüz zam yok. Ama gençlik bu yaptıklarınızı asla unutmayacak. İntikamını sandıkta alacak!
SAĞLIK PERSONELİNE HAK ETTİKLERİ KADROLARI VERİN!
2020 KPSS mağdurlarının sesine ses olalım! Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) sürekli dolu, vatandaş randevu alamıyor. Bir taraftan da sağlık personeline hak ettikleri kadrolar verilmiyor. Sağlık çalışanları aldıkları yüksek KPSS puanlarıyla mağdurlar, emeklerinin ziyan olduğunu düşünüyorlar. Çok da haklılar! O zaman biz onların sesi olalım ve diyelim ki 2020 KPSS mağdurlarına, sağlık personeline hak ettikleri kadroları verin, bir an önce atamalarını yapın!
MAĞDUR OLMAYAN YOK MEMLEKETTE
2020 KPSS’yle atanamayan öğretmenler de mağdur. Sesimizi duyun lütfen diyorlar! Biz sizin sesinizi duyuyoruz. Peki AKP duyuyor mu? Duyuyor ama işlerine gelmiyor! Cumhurbaşkanı şöyle cevap veriyor; Sınavdan sınava koşmaya devam. Mağdur olmayan, mutlu olan yok memlekette. Taşeron personel de sürekli yazıyor. Onların sesine de ses olalım.
BU KHK KADRO DEĞİL MAĞDURİYET KHK’SI
Hatırlarsınız. 2017 yılı sonunda bir KHK çıktı. Meşhur 696 sayılı KHK ve dediler ki taşeron işçilere kadro vereceğiz. Bu KHK kadro değil mağduriyet KHK’sı oldu. Bu düzenlemeyle bakanlıklarda çalışan taşeron personel 4/D’li oldu, belediyelerde çalışanlar ise belediye şirketlerine geçirildi. Belediye şirketlerinde çalışan işçilerin sayısının, resmi olmayan rakamlara göre 500 bin olduğu söyleniyor. Taşeron şirketlerinde çalışırken sömürülen taşeron emekçilerinin çilesi, belediye şirketine geçince de bitmedi. İş garantisi verilmedi, liyakate göre çalıştırılmadılar, refah düzeyleri de artmadı. Bir de belediye şirketlerinin bu insanları kolayca işten çıkarma hakkı da var. Özellikle seçim zamanları istediğini işten çıkar yenisini al. Sonuçta belediye şirketi çalışanlarına 696 sayılı KHK ile kadro verdik cümlesi tamamen bir aldatmaca olarak kaldı. Şimdi bu işçiler hem kadro istiyorlar hem de kaybettikleri haklarını. Biz de buradan diyoruz ki insanların ekmeğiyle oynamanın cezası ağır olur! Kul hakkı yiyorsunuz kul hakkı! Vicdanınız kalmamış, adaletiniz zaten hiç olmadı!
MEMLEKET PARTİSİ HALKIN PARTİSİ
İnfaz memurları, güvenlik görevlileri, denizciler, polisler sözleşmeliler, ücretli öğretmenler, öğrenciler, emekliler ve daha sayamadığım nicelerinden her gün yüzlerce mesaj geliyor. Memleket Partisi’ne güveniyorlar, inanıyorlar, dertlerini yazıyorlar. Sözümüz söz! Hepsini gündeme getireceğiz. Çünkü Memleket Partisi sizin partiniz, Memleket Partisi halkın partisi. Toplumsal dayanışmayla, birlikte el ele vererek bu Cumhur ittifakını göndereceğiz ve Türkiye’yi aydınlık yarınlara kavuşturacağız.
BU ÜLKEYİ İFLASIN EŞİĞİNDEN MEMLEKET PARTİSİ KURTARACAK
Sonuç olarak; “Ekonomi kötü ama çözse çözse yine AKP çözer.” devri kapanmıştır. Türkiye artık iflasın eşiğindedir! AKP’nin bu ülkeyi kurtaracak ne aklı ne ahlakı ne de adaleti kalmıştır. Bu ülkeyi iflasın eşiğinden ancak Memleket Partisi’nin 3A’sı yani aklı, adaleti ve ahlakı kurtaracaktır.
23 TEMMUZ’DA KURULTAYIMIZA BEKLİYORUZ
Beni dinlediğiniz için çok teşekkür ederim. 23 Temmuz’da düzenleyeceğimiz Olağanüstü Kurultayımızda sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyacağımızı belirterek saygı ve sevgilerimi sunuyorum.