Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül partisinin Genel toplantısında gündemi değerlendirdi.
CHP’NİN AF ÇIKIŞINI ÇOK DEĞERLİ BULUYORUM
Sarıgül toplantıda af çağrısını yineledi ve Kılıçdaroğlu’nun AF Çağrısına destek verdi.
Sarıgül konuşmasını şöyle sürdürdü “
6 ay önce bir af çağrısında bulunduk. Çünkü buna ihtiyaç olduğunu gördük.
Kamuoyunun önüne çıktık, bu önerimizi aslanlar gibi savunduk.
Diğer partilerde bunu görüyorlar, ancak dile getirmiyorlardı. Sonra ufak, ufak mırıldanmaya başladılar.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun affı birlikte çıkaralım demesini çok değerli buluyorum. CHP’nin bu çıkışının diğer partilere de cesaret vereceğini düşünüyorum.
Af konusundaki tüm girişimler ve tartışmalar bizi memnun eder.
Yeter ki af çıksın biz kime yarayacağı hesabını asla yapmayız.
Çünkü biz af konusuna siyasi değil, vicdani açıdan bakıyoruz.
Bir evlat babasına kavuşsun bir haksızlık giderilsin bu bize yeter.
Diğer partileri de konuda daha net olmaya ve meseleye sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Bugün buradan bir kez daha Türkiye’min vicdanına sesleniyorum.
Affet Türkiye! diyorum.
145 YILIN EN ZAYIF PARLAMENTOSU
TBMM, üç ay tatilin ardından 1 Ekim’de açıldı.
145 yıllık parlamento geleneğimizin yetkileri ve etkileri açısından en zayıf parlamentosu şu anki parlamentodur.
TBMM, denetim yapamayan, yasa yapamayan, bütçe yapamayan, bir meclis haline dönüştü.
En genç üyesi olmakla gurur duyduğum TBMM ne yazık ki ve üzülerek söylüyorum ki güven kapısı olmaktan çıktı. Bir vitrin malzemesi oldu.
Meclis açıldı, sayın cumhurbaşkanı konuştu. Sonra 3 gün ara verdi.
Yine açma kapamayla işe başladılar. Sansür yasasıyla devam edecekler.
AK PARTİ HALKIN SESİNİ KESMEK İSTİYOR
Nedir bu sansür yasası? Bu yasa -Allah göstermesin- diyelim ki bir orman yangını oldu, bir internet sitesi veya sosyal medya kullanıcısı bunu haber yaparsa halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçlamasıyla karşı karşıya kalacak.
Gazete ve televizyonları kontrol altına aldılar. Şimdi sosyal medyayı ve internet
sitelerini kontrol edecekler.
Gösteri hakkı olmayan, medyası özgür olmayan, çocukların bile konuşmaya korktuğu bir ülke meydana getirerek iktidarlarını sürdürmek istiyorlar.
Halkın diliyle konuşacağız diye gelen Ak Parti halkın sesini kesmek istiyor, muhalefeti susturmak istiyor ama nafile, yasaklarla iktidarda kalınamadığını tarih hep göstermiştir.
TBMM İLK OLARAK EYT’Yİ GÖRÜŞMELİYDİ
TBMM’nin ilk olarak görüşeceği yasa, EYT yasası olmalıydı.
EYT’yi yıl sonunda çözeceğiz diye demeç veriyorlar. Niye hemen değil de yıl sonunda? Şimdi çözerlerse seçime kadar unutulur diye düşünüyorlar da ondan…
Siyasi hesap yapıyorlar ama şunu unutuyorlar. Bekledikleri her gün EYT’lilerin kızgınlığını artırıyor.
EYT yasasını yıl sonunda çıkaracaklar. Halkın alım gücünü yıl sonunda düzeltecekler, enflasyonu yıl sonunda düşürecekler.
Seçime yakın bunları yapacaklar, oyları kapacaklar, öyle sanıyorlar.
Ama şunu unutuyorlar. Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı asla unutmaz.
TÜRKİYE İYİ YÖNETİLMİYOR
İyi yönetimin ölçüsü nedir? İyi yönetimin ölçüsü; vatandaşın rahat yaşamasıdır, mutlu yaşamasıdır.
Nüfusun yüzde 50’si açlık, yüzde 80’i yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
84 milyon insan cefa çekiyor 84 kişi sefa sürüyor. Rize turist çayının kilosu olmuş 75 lira ancak turistler içebiliyor. Anneler çocuklarının beslenme çantasına bir şey koyamıyor. Buna iyi demek mümkün mü? İyi yönetim böyle mi olur?
Bu yönetim, Bulgarlar, Gürcüler, İranlılar ve turistler için iyi ama bizler için iyi değil. Türkiye bir an önce bu yönetimden kurtulmalıdır.
PUTİN DE BİDEN GİBİ DÜNYA BARIŞI İÇİN BİR TEHDİTTİR
Rusya, Ukrayna’daki dört bölgeyi ilhak etti.
Bu ilhakı ‘nükleer’ tehditle kabul ettirmeye çalışıyor.
Yaptığı sahte referandumlarla kimseyi kandıramaz.
Rusya işgalcidir. Putin de aynen Biden gibi dünya barışı için bir tehdittir. Demokrasi için bir tehdittir.
TBMM KAPALI OTURUM YAPMALI
Türkiye, şu anda büyük risk ve tehditlere maruz bir ülkedir.
Rusya, Ukrayna savaşının 3. Dünya savaşına yol açacağı konuşuluyor.
ABD, her taraftan bizi kuşatıyor.
Yunanistan adalarda bir oldu bitti yaratmak istiyor.
Türkiye olarak çok ciddi risk ve tehditler altındayız.
TBMM’yi bir kapalı oturumla toplanmaya, tehdit değerlendirmesi yapmaya, gerekenlerin yapılması konusunda hükümete tam yetki vermeye davet ediyorum.
Bu sayede dünyanın önüne birlik içinde kararlı ve dik bir duruş koymuş oluruz.
Çok ağır iç ve dış sorunlarımız var ama biz bu sorunların altından kalkarız.
Tarafsız cumhurbaşkanı, güçlü meclis, bağımsız yargıya dayalı, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne bağlı, içeriye ve dışarıya güven veren bir yönetimle her şey düzelir.
ERDOĞAN’IN SÖZÜNÜ DİNLEYİN,
FUTBOL TAKIMI TUTAR GİBİ PARTİ TUTMAYIN
Ak Partiye oy veren kardeşlerime sesleniyorum:
Sayın Erdoğan’ın sözünü dinleyin.
Bakın Sayın Erdoğan ne diyordu: “Eti, sütü, yumurtayı, biz iktidar olmadan öncesine göre daha az alıyorsanız, bize oy vermeyin. Futbol takımı tutar gibi parti tutmayın.”
Ben de diyorum ki: “Oyunuzu bir partiye değil, çözüme verin”
Çözümün adresi Türkiye Değişim Partisidir. Partinizi değiştirin, değişime gelin. Umudun adı değişim, değişimin adresi Türkiye Değişim Partisidir.
Denenmişleri denemeyin, meyvesiz ağaçları boşa sallamayın.