“YURTTAŞ ANADOL BOZKURT”
Foça Kitap Kulübü’nün düzenlediği “Foçalı Yazarlarla Söyleşiler” etkinliklerinde yılın son konukları Hüseyin Yurttaş, Kemal Anadol ve Recep Bozkurt oldu. Son İskele Grubu’nun müzikleriyle renklendirdiği etkinlikte yazarlar eserlerinin içeriklerinin yanı sıra Foça’nın değerlerine ilişkin tespit ve araştırmalarını da anlattılar.
Tarihi Beşkapılar Kalesi’nde gerçekleştirilen etkinlik, Son İskele Grubu müzik dinletisinin ardından Foça Kitap Kulübü Başkanı ve etkinlik yönlendiricisi Alptekin Aydın’ın konuşmasıyla başladı.İzleyiciler arasında bulunan ve Alptekin tarafından sahneye davet edilen Foça Kitap Kulübü kurucu başkanı Ayla Karatekin katılımcılar tarafından dakikalarca alkışlandı.
Foçalı yazar şairler Hüseyin Yurttaş, (TBMM eski başkanvekillerinden) Kemal Anadol ve Recep Bozkurt kısa özgeçmişlerinin takdiminin ardından sırayla söyleşilerini yaptılar.
BÜYÜK AYRILIĞI KANADALI YADA JAPON GİBİ YAZMAYA ÇALIŞTIM
Hüseyin Yurttaş eserlerini ve Foça’da yaşadıklarını izleyicilerle paylaşırken, Kemal Anadol konuşmasında daha çok “Büyük Ayrılık” romanına yer verdi. Geçmişte Türkler ve Yunanlılar arasında yaşanan dramatik olayları her iki taraftan yaşayanların yada yaşayanların birinci derece yakınlarının ağzından dinlediğini belirten Anadol , tarafsız ve gerçekçi anlatım yapmaya çalıştığını söyledi. Kemal Anadol; “Yaşananlara onlar Küçük Asya felaketi diyor. Biz Kurtuluş Savaşı. Buna rağmen ben romanı yazarken bir Kanadalı, bir Japon gibi yazmaya çalıştım” dedi.
İNGİLİZ BURNU DEĞİL FOÇA BURNU
Recep Bozkurt ise konuşmasında eserlerinin yanı sıra Foça’da ki tarihi mekanların bilinmeyen özelliklerine ağırlık verdi. Yel değirmenlerinden Foça’ya her mevsim ve her saat bakmanın ayrı bir güzelliği olduğunu dile getiren Bozkurt; “Liman Başkanı’nın Evi, tavan ve yer süslemeleriyle çok güzel. Foça’nın arkeopark olarak planlanan, içinde bulunduğumuz Beşkapılar Kalesi’nin, surların ve tarihi konakların da bulunduğu alan çok değerli. Ama,Foça Burnu’nun, tarihte Foçalılara en büyük acıları yaşatan İngilizler’in adıyla anılması çok üzücü. Bu burnun adı olması gereken ada çevrilmeli, yani Foça Burnu olarak anılmalı ve benimsetilmelidir.” Dedi.
Söyleşi Alptekin Aydın’ın teşekkür ve kapanış konuşmasıyla sona erdi.
Seyfi GÜL

