Ekonomist ve siyasetçi Oğul Aktuna İzmir Ege Medya Platformu gazeteci yazarlar ile bir araya gelerek ülke ekonomisi ve siyasetine ilişkin son güncel gelişmeleri değerlendiren Aktuna, “Ekonomi ve siyasette Türkiye’nin devrimi İzmir’den başlayacak” dedi.
Ekonomist ve siyasetçi Oğul Aktuna İzmir Ege Medya Platformu üyesi gazeteci yazarlar ile buluşmasında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
BABAM İZMİR’E ÇOK ÖNEM VERİRDİ
“Babam İzmir’e çok önem verirdi” diyerek Ekonomi ve siyasette İzmir’in önemine vurgu yapan Oğul Aktuna, “Babam İzmir Karşıyaka Lisesi mezunu. Bende baba memleketim gibi gördüğüm İzmir’i çok severim. Babam İzmir’e önem veriyorsa bunda önemli bir şey vardır. İzmir demek Ege Bölgesi demektir. Ben Marmara ve Ege Bölgesine açılıyorum. İzmir’de geçmişte Adnan Menderes ve Anavatan ekolü vardı. Ege benim için çok önemli. Türkiye’de bir devrim olacaksa bu devrim İzmir’den başlayacaktır” diye konuştu.
Sağlık eski Bakanı Yıldırım Aktuna’nın oğlu olmanın zaman zaman dezavantajlarını da yaşadığını kaydeden Oğul Aktuna, adının Oğul olmasından dolayı babasının simini kullanıyor şeklinde mesajlar aldığını kaydederek, bunun sıkıntılarını yaşadığını açıkladı.
Oğul Aktuna, CHP’de siyasete atıldığını daha sonra Meral Akşener’in davetiyle İyi Partiye katılarak İstanbul İl Başkan Yardımcılığı gibi aktif görevler üstlendiğini belirterek, ekonomi ve siyasette ki gelişmeleri değerlendirdi.
BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞI YAŞARIZ
Bu Türkiye’nin kader seçimidir. Artık bir sonraki seçim kazanabilir gibi bir dünya yok artık. Mücadele edeceğiz ayrı. Ama biz bu seçimi kaybettiğimiz gün bu büyük bir hayal kırıklığı olur. Mücadele şartları ve düzeni çok daha ağırlaşacak.
SEÇİM 2. TURA KALABİLİR
Anketlerde önde çıkan ve halk nezdinde daha güçlü silahımızı aday olarak ortaya çıkarmadık. İnşallah siyasi olarak bunun bedellerini ödemeyiz. Ancak şu an millet ittifakı çok iyi gidiyor. Ama realite şu birinci turda alınacak gibi görünmüyor. Seçim 2. tura kalabilir. Burada Muharrem İnce’nin alacağı oy çok önemli. 2’inci turda 8 puan farkla seçimi alırız. Ben kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi için elimden geleni yapıyorum ama kendi partimin kazanması içinde çalışıyorum.”
CHP 8 BÜYÜKŞEHRİ BİZİM SAYEMİZDE ALDI
Meral Akşener’in masadan kalkması ve geri dönmesine yönelik eleştiriler olduğunu da dile getiren Oğul Aktuna, şunları söyledi:
Sayın Genel Başkan masadan kalktığında 3 günde 20 yıllık küfürler edildi. Bizi savunacak bir medyamız bile yoktu. Biz olmasak 8 büyükşehir belediyesini CHP alamazdı. 20 yılda CHP İstanbul’u alabildi mi? Bizim sayemizde alındı.
Millet İttifakı bileşenlerinden Deva ve Gelecek gibi partilerin AK Partiden oy alabileceği düşüncesiyle bu bağlamda masaya dahil edildiğini vurgulayan Oğul Aktuna, Saadet Partisi, Deva Partisi ve Gelecek partisi bu nedenle masaya dahil oldular. Ancak beklenen olmadı. O Partiler halkta bir teveccüh kazanamadı” dedi.
Kararsız seçmeni ikna etme çerçevesinde Türkiye genelinde bir kampanya yürüttüğünü vurgulayan Aktuna, “Temiz siyaset için elimden gelen her çabayı göstereceğim” diye konuştu.
TÜRKİYE’NİN KALKINMASININ YOLU İHRACAT VE CARİ FAZLALIKTAN GEÇİYOR
Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Oğul Aktuna, “Türkiye kalkınmak istiyorsa bunun yolu ihracat ve cari fazlalıktan geçiyor. Bizim özellikle tarım sektörüne çok büyük önem vermemiz gerekir” dedi.
Tarım Türkiye’nin yarayan kanasıdır diyen Aktuna şöyle devam etti: Tarımda dünya da kendi kendine yeten 8 ülkeden biriydik. Şimdi tarım alanında yediklerimizin yüzde 80’nini ithal ediyoruz. Bunu tersine çevirebilir miyiz? Türkiye fazlasıyla bu potansiyele sahip. Bunun formülü nedir?
Tarım girdi maliyetleri mutlaka düşürülmeli. Tarımda planlama ve envanter çalışması yapılmalı. Dünya artık teknolojik tarıma geçti. Tarım’a Ar ge ve Teknolojiyi getirmeliyiz. Rekabetçi olacağız. Tarım reformu yapmalıyız. Envanter de olan en verimli hazine arazilerini çiftçiye dağıtarak tarıma açmalıyız. Bu şekilde hem üretim artacak, hem gelir adaleti, hemde kalkınma sağlanacak. Bugün işgücü şehirlerde. Çiftçiler yaşlandı. Gençlerimiz işsiz şehirlerde odaklanan işgücünü ters göç ile kırsal alana yönlendirerek üretimde verimliliği artıracağız.
Türkiye’de en iyi organik tarımın yapılabileceği alanlarında tespit edilmesi gerekir. Orada da yüksek teknoloji tarım yapar, yüksek fiyatlarla satarsanız cari açığınız da kapatırsınız? Benim projelerim bugün serbest piyasada rekabet gücünü de sağlamaktadır.”