Reklam Bölümü
WTHA

Bültenimize abone olun, Gündemden haberdar olun!

Abone olduğunuzda WorldTürk'ün Kullanıcı Sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.
Reklam Ver

Dem Parti Pkk’nın Siyasi Temsilcisidir

“DEM PARTİ, PKK’NIN SİYASİ TEMSİLCİSİDİR”

“KİM BU 10 MİLYONLAR? HANGİ DESTANI YAZMAYA HEVESLENİYORSUNUZ?”

“KALLEŞLİK GÖRDÜĞÜMÜZ TERÖR ÖRGÜTLERİYLE BİRLİKTE YAZILABİLECEK BİR DESTAN YOKTUR”

WorldTurk Reklam

Parti Sözcümüz Azmi Karamahmutoğlu, partimizin haftalık olağan basın toplantısında Türkiye gündemini değerlendirdi.

Azmi Karamahmutoğlu: “Dün Pazar günü Zafer Partisi Genel Merkezi’nde bir çalıştay düzenlendi. Asgari ücret ve geçim standartları çalıştayı. Türkiye, Avrupa’daki ülkeler arasında asgari ücretli çalışan oranı bakımından açık ara en üst sırada yer alıyor. Türkiye’de çalışanların yüzde 37,5’u asgari ücret ya da daha düşük gelir elde ediyor. Asgari ücret tespit komisyonu 12 Aralık’ta çalışmalarına başlıyor. Bu ayın sonuna kadar hem milyonlarca çalışanın sefalet düzeyindeki asgari ücreti belirleneceği gibi hem de Ocak ayı başında memur ve emekli maaşları zamları açıklanacak. Türk milleti açlık sınırının 30 bin TL’nin altında bir asgari ücrete mahkûm edilmiş olarak yaşıyor. 2025’in yılbaşında yapılan artışın üzerinden tam olarak 11 ay geçti. Geçen 11 ayın sonunda enflasyondaki artışlar asgari ücreti yüzde 33,07 oranında eritmiş vaziyette. Bugün itibariyle asgari ücret 7 bin Türk Lirası alım gücü kaygı ile birlikte 15 bin lira reel olarak sabitlenmiş durumda. Yani bugünkü reel asgari ücret 15 bin TL düzeyinde. Zafer Partisi hem yeni açıklanacak olan asgari ücretin hem de en düşük emekli maaşının 45 bin TL olmasının zorunlu bir ücret seviyesi olduğunu Genel Başkanımız Sayın Ümit Özdağ’ın demeciyle açıklamıştır. Zira hükümetin açıklayacağı yeni asgari ücretin zamlı halinin açlık sınırı olan 30 bin TL’nin altında kalacağı anlaşılıyor. Zafer Partisi Asgari Ücret ve Geçim Standartları Çalıştayı’nda oy birliğiyle mutabakat altına alınmış olan bir kararı kamuoyuyla paylaşıyoruz. Bu durum şunu gösteriyor: Zafer Partisi’nin hükümet edeceği Türkiye’de asgari ücretin standardı ve asgari yaşamın standardı bugünkü sefaleti yoksulluğu unutturacak seviyede olacaktır.

13 aydır ülkemizde başka meselelerin yoksulluğun, fakirliğin, işsizliğin, hayat pahalılığının ve yüksek enflasyonun konuşulmasının önüne geçen 13 ay önce Sayın Devlet Bahçeli’nin anonsuyla başlatılan bir sürecin bu Aralık ayı sonu itibariyle 3 hafta sonra bir evresinin sonuna gelmiş bulunacağız. Türkiye’ye ‘Terörsüz Türkiye’ diye takdim edilen bu PKK terör örgütüyle girilen al ver pazarlık sürecinin ne olup bittiğinin anlaşılma tarihi komisyonun görev süresi olan 31 Aralık 2025 tarihi olarak açıklandı. Son olarak komisyonda bulunan partilerden 3’ünün temsilcisi narko-terör örgütünün başı olan Abdullah Öcalan’ın mahpusluğunu işletmekte olduğu yüksek güvenlikli İmralı Cezevi’ne giderek onunla son görüşmesini yaptı. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde şehit öğretmenlerin aziz hatırasını adeta incitircesine terörist başının ayağına gidilip onunla görüşme yapıldı. Burada yapılan görüşme komisyonu enforme etmek bilgilendirmek içindi fakat komisyona aktarılan bilgiler ne yazık ki karartılmış ve eksik bilgilerdi. Çünkü Abdullah Öcalan’la yapılan görüşmenin tutanakları toplamda 16 sayfadan oluşuyordu fakat komisyonda sunulan yalnızca 4 sayfalık bir rapor oldu. Bunun üzerine komisyonda bulunan partilerden DEM parti bir açıklama yaparak bu duruma itiraz ederek şu ifadeleri kullandı: Öcalan’ın komisyon heyetiyle yaptığı görüşmenin içeriği parça parça eksik ve öznel yorumlarla aktarılıyor. Aziz Türk Milleti Türk kamuoyuna bilgilenmemesi için karartma uygulanıyor diyoruz. Komisyondaki bazı partilerin üyeleri yani İmralı’ya terörist başının ayağına gitmemiş olan partilerin üyeleri eksik bilgilerle karar almak zorunda bırakılacak. Çünkü bu komisyondan bir rapor çıkartılacak. Bu durumda CHP komisyona katılmasını toplumun içeride neler olup bittiği hakkında bilgilendirmek için gerekçelendirmişti bildiğiniz gibi. Öyleyse bu temellendirme ortadan kalkmıştır. Bu durumda CHP’nin komisyonda kalması, oturması için bir sebep kalmamıştır. Çünkü CHP bilgilenip kamuoyunu bilgilendirme imkanından yoksun bırakılmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarın yarattığı karartmaya ortak olmamalı ve komisyondan kalkmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi hiçbir yasal dayanağı olmayan bu komisyonda daha fazla kalmamalı ve ona meşruiyet kazandırmamalıdır ve Cumhur İttifakı iktidarını kendi mahcubiyetiyle baş başa bırakmalıdır CHP.

Pazarlık masası kurulduğu günden sonra kendince toplumun yüzde 40’ına yakın bir desteği almış olmasını yeterli görüyor olmalı ki pazarlığın aşamalarından biri olan affı devreye sokmuş durumda. Evet parça parça taksit taksit bir af aylardır uygulana geliyor. ‘Terörsüz Türkiye’ olarak nitelenen süreçte silah bırakan PKK’lıların ülkeye dönüş sürecinin nasıl yönetileceği tartışma konusu oldu. Özellikle suça karışanlar ve karışmayanlar olarak iki kategoride bulunan ve bu kategori ayrımının nasıl yapılacağı ve on binlerce asker ve polisin ve sivil vatandaşın şehit edildiği saldırılara katılanların affedilip edilmeyeceği en büyük soru işaretini oluşturuyor. Yasa dışı bir terör örgütüne üye olmak başlı başına bir suçken örgüt üyeleri arasında suça karışan ya da karışmayan ayrımı nasıl yapılabilir? Bu yapılan parça parça af taksit taksit aftır. PKK narko-terör örgütünün tek tarafta olarak kendini dağıttığı söyleniyordu. Geçen 13 ayın sonunda görüyoruz ki tam da Zafer Partisi’nin iddia ettiği gibi gerçekte 13 aydır yaşanan bir al-ver pazarlığıdır. Zafer Partisi yürütülen bu pazarlık sürecine reddiyesini ve itirazını sürdürüyor. Türkiye’ye dayatılan bu pazarlık masasını kabul etmediğimizi söylemiştik ve halen daha kabul etmediğimizi, bu iddiamızı sürdürüyoruz.

PKK terör örgütünün işlediği cinayetler bir siyasal sorun değil bir terör sorunudur. Yok eğer siyasal sorun olduğu iddiasını güdenler varsa şayet o durumda da Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş’un kullandığı o ilginç ifadeyle, bu duruma itiraz edenler için ‘siyasi malzeme yapılmaması’ gibi garip bir itirazda bulunmuş. Hem ortadaki meselenin bir siyasal sorun olduğunu kabul edeceksiniz hem de buna ilişkin laf edenleri siyaset malzemesi yapmayın diye uyaracaksınız. PKK’nın gütmüş olduğu terör saldırıları bir güvenlik sorunudur, terör sorunudur, siyasal bir sorun değildir. Siyasal sorun olarak görmek isteyenler varsa Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Dem Parti, PKK siyasetinin temsilciliğini yapmaktadır. Görüşeceğiniz konuşacağınız bir şey varsa mecliste bunu Dem Parti ile konuşursunuz. Bir silahlı terör örgütünün başıyla değil.

Son dönemde ülkemizi rahatsız eden diplomatik bir huzursuzluğa değinmek istiyorum. Olağan zamanlarda böylesi laflar eden herhangi bir diplomatın çok rahat persona non grata ilan edildiği uygulama deneyimler yaşanmışken, bu yıl içinde aynı mekanizmanın devreye girmesi gerekirken, bu kavramın ağza bile alınmadığı, fakat Türkiye’de bulunan ABD Büyükelçisi’nin fütursuzca aynı zamanda adeta Ortadoğu Bölge Valisi, Suriye Bölge Valisi gibi dolaşa geldiği, fakat Türkiye’ye dair Ortadoğu’daki devletlerin hukuki statülerini, uluslararası yasal statülerini hedef alan hezeyanlarının beyanatlarını dinleye geliyoruz. Tom Barrack’tan söz ediyoruz evet. Zafer Partisi olarak sormak istiyoruz. Türkiye’mizin hava savunma sistemleri içinde yer alan Rusya’dan satın aldığımız S-400 Hava Savunma Sistemi, Türkiye için bir sorun mudur? Şayet değilse ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack, S-400’leri niçin bir sorun olarak adlandırıyor? Kendi ifadesiyle önümüzdeki 4 ila 6 ay arasında bu meselenin çözüleceğine inandığını söylüyor. Bunu söyleyerek, ‘Türkiye S-400’lerden kurtulmaya yaklaşıyor mu?’ sorusuna ‘evet’ diye cevap verebiliyor. Türkiye’nin S-400’lerden kurtulmak gibi bir meselesi mi var? AKP Hükümeti’nin Savunma Bakanı Sayın Yaşar Güler’den bir karşı cevap ve açıklama bekliyoruz. Türkiye, S-400’lerden kurtulmaya mı çalışıyor? S-400 Hava Savunma Sistemi’ni bir mesele olarak mı görüyor? Eğer böyle değilse, Sayın Güler, hükümetinizin Büyükelçi Tom Barrack için bir yaptırımının olması gerekmiyor mu? Çağımızın emperyal gücünün Türkiye Büyükelçisi, 1919 sonrası ulus devletleşmesinden şikayetçi olurken, aynı yıl 1919’da Türk milletinin emperyalizme karşı başlattığı milli mücadeleyle işgali sonlandırıp kazanmış olduğu bağımsızlığıyla var ettiği milli üniter Türk Devleti’nin emperyalizme tattırılmış bir yenilgi ve kazanılmış büyük bir zafer olduğunun da tescili olduğunu Büyükelçi’nin ağzından görmüş oluyoruz.

Geçen hafta burada AKP’nin Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bir açıklamasını dikkatimize sunmuş ve cevap istediğimizi söylemiştim. Fikri takip adına Sayın Erdoğan’ın bu açıklamasını bir kez daha anımsatmak istiyorum. Şöyle demişti Sayın Erdoğan: 86 milyon ile birlikte kendini bu topraklara ait hisseden 10 milyonlarca insan ile birlikte yeni destanlar yazmaya hazırlanıyoruz. Biz de sormuştuk, kimdir bu 10 milyon, kimdir bu 10 milyonlar? İçeride 10 milyonu aşkın bir nüfustan haberdarız, bir yabancı nüfustan, yabancı kaçak nüfustan. Bunlar bir kısmı geçici sığınmacı statüsü altında, diğerlerinin hiçbir hukuki statüsü olmadan tamamen düzensiz göç ile gelmiş kaçak göçmenlerdir bunlar. Sayıları 13 milyonu bulan. Eğer yasadışı kaçak nüfusla bir destan yazabileceğinize inanıyorsanız Sayın Erdoğan, ülkedeki 13 milyonluk yük bize sadece mali yük, ekonomik yük, demografik bozulma, sosyal ve asayiş düzeninde bozulma getirir. Bunlarla destan yazılmaz. Ama değil de bunun dışında, özellikle güney sınırlarımızın kıyısında yaşayan 10 milyonlarca nüfustan söz ediyorsanız, zaman zaman retorik haline getirdiğiniz Türk-Arap-Kürt vizyonu diye ifadelendirdiğiniz bir perspektiften söz ediyorsanız, şunu bilin ki her ne kadar komşumuz da olsalar, bugüne kadar iyi komşuluk değil, sadece kalleşlik gördüğümüz bazı terör örgütleriyle birlikte yazılabilecek bir destan yoktur. Onlarla ancak ağıt yakılır. Onların sebebiyle ancak ağıt yakılır. Zafer Partisi olarak sorumuzu tekrar ediyoruz Sayın Erdoğan. Kimdir bu 10 milyonlar ve hangi destanı yazmaya hevesleniyorsunuz? Bu destanın giriş ön sözünü yazmakta olan, acaba ulus devletleri hedefine koyan ABD Büyükelçisi Tom Barrack mıdır?”

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bültenimize abone olun, Gündemden haberdar olun!

Abone olduğunuzda WorldTürk'ün Kullanıcı Sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.
WorldTurk Reklam