1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü tarihte işçi sınıfının vermiş olduğu hak mücadelesinin simgesi olarak 1 Mayıs, emek ve dayanışmanın önemini hatırlamak, işçilerin hakları konusunda farkındalık yaratmak amacıyla bütün dünyada kutlanmaktadır. Çalışma yaşamında insan haklarının korunması ve geliştirilmesi ekonomik ve sosyal gelişme açısından vazgeçilmezdir. Bu kapsamda işçilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi, istihdamda ayrımcılığın önlenmesi ve eşitliğin tesis edilmesine yönelik olarak tüm paydaşların iş birliği içerisinde bulunması önem arz etmektedir. Emekçi Kardeşlerim! Haksızlıkların, eşitsizliklerin, adaletsizliklerin ve ezilenlerin olmadığı, emeğin sömürülmediği, aydınlık, eşit ve güzel bir dünyayı göreceğimiz günlerin umuduyla 1 MAYIS’TA ÇINAR MEYDANINDA BULIŞMAK DİLEĞİYLE. İşçilerinin bu anlamlı günde istekleri şu şekilde;
1. Vergi de adalet istiyoruz. Ücretimizden kesilen gelir vergisinin gelirimizle orantılı olarak adil bir şekilde kesilmesini ve işçilerin gelir vergisinin %10’a sabitlenmesini,
2. Her personel için aynı kurumlarda aynı işi yaptığımız çalışma arkadaşlarımız gibi haftalık çalışma süresinin 40 saat olarak eşit olmasını,
3. Meslek kodlarımızın fiilen yapılan işlere göre tanımlanmasını ve görev tanımımız dışında iş yaptırılmamasını,
4. Eşit işe eşit ücret.
5. Kadın işçilerin doğum sonrası İş Kanunu’na göre gece saati sayılan sürelerde ilk 24 ay boyunca çalıştırılmalarının önüne geçilmesine yönelik önlemler alınmasını
6. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda görev yapan sosyal hizmet işçilerinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan Evde Hizmet Sözleşmesi kapsamındaki çalışma koşullarının sonlandırılmasını,
7. Tayin ve becayiş hakkının hiçbir ön koşul olmadan 4/D sürekli kamu işçilerine de verilmesini, gibi başlıca taleplerimizin olduğunu bu kutlu günde işçilerimizi temsilen buradan söylemek isterim.
Değerli işçilerin Pamukkale Üniversitesinde verdiği mücadele hakkında da değinmek istiyorum. Süreci siz değerli kamuoyunun bilmesini istiyorum. Verdiğimiz mücadelere kulak tıkayan bir yönetimle karşı karşıya bulunmaktayız. Bizi masaya çağırmayarak işçilerin hakkını vermemek için diretmektedirler. Geçtiğimiz hafta yayınladıkları Kamuoyu duyurusunda dedikleri Kamu Çerçeve Protokolü ve Toplu İş Sözleşmesinin maddelerinin eksiksiz verildiğini söylemişlerdir. Toplu İş Sözleşmesinin tüm maddelerini vermediklerini ve Kamu Çerçeve Protokolü’nün Anayasa Mahkemesi’nin geçen hafta vermiş olduğu karar ile Kamu Çerçeve Protokolün hiçbir bağlayıcılığı olmadığı verilen karar ile işveren tarafının ve yetkili sendikanın sözleşme yapmakta işçilerin haklarını iyileştirme ve düzeltmesi adına karar vermiştir. Bu kapsamda buradaki işçilerinin taleplerini madde madde açıklayarak daha anlaşılır şekilde anlatacağım.
1. Toplu İş Sözleşmesinin madde 22 nin 2 fıkrası, madde 42, 43 ün 9. fıkrası ve madde 57 nin işveren tarafından gerçekleşmemiştir. En önemlisi madde 22 2 fıkrasında ‘Hastanenin personel sayısının arttırılması için ilgili kurumlar nezdinde İşlemler yürütülmektedir. Personel alımları gerçekleştiğinde hastane yönetimi ile tekrar görüşme yapılarak haftalık çalışma süresinin 40 (kırk) saate düşürülmesi yönünde müzakere yapılacaktır.’ denilip imza altına alınmasına rağmen imza tarihinden bu zamana 351 personel alınmıştır.
2. Anayasanın madde 10 da söylediği eşitlik ilkesine göre çalışmak istiyoruz. Sebebi Rektörlük çalışanlarımız haftalık 40 saat çalışıp hastane çalışanlarımızdan daha fazla maaş alması eşitlik değil haktır. Bu hakka girenler veya sebep olanlara işçi kardeşlerimiz haklarını helal etmemektedir.
3. Aynı işi yaptığımız kadın işçilerimizin çocukları olduktan sonra 12 ay gece çalıştırılmamak değil diğer emekçilerimiz gibi 24 ay olmasını istiyoruz.
Çok basit 3 madde ile işçi kardeşlerimizin talepleri bellidir. Biz anlaşmayı bastıra bastıra söylememize rağmen hiçbir yönetici buna kulak vermemektedir. İşçi kardeşlerimin sabrının kalmadığını belirtmek isterim. 1 Mayısın anlamına ve önemine bakarak umutsuzluğun mücadele karşısında yeri olmadığını benimseyerek sesimizi daha iyi duyurabilmek adına bütün emekçi kardeşlerimizi Çınar Meydanında bekliyoruz. O günden sonra mayıs ayının ortasına kadar hala anlaşabilmek için tarafımıza dönüş olmazsa işçi kardeşlerimizle beraber kanun ve yasa çerçevesinde sahadan gelen gücümüzü kullanacağımızı da belirtmek isterim. O süreçten sonra Denizli ili, ilçeleri ve çevre İllerden gelen vatandaşlarımızın yaşayacağı mağduriyetler işçi kardeşlerimizden kaynaklı olmadığını buradaki yöneticilerden kaynaklı olduğunu tüm kamuoyunun bilmesini istiyorum.
Add a comment