İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Gazeteci Fatih Altaylı’nın Youtube kanalında ülke ve İzmir gündemine ilişkin olarak önemli açıklamalarda bulundu.
Başkanı Soyer, yerel seçim dinamiklerinin çok farklı olduğunu belirterek ‘Bizim yerel seçim dinamikleri genel seçime göre çok farklı. Yukarıda 6’lı, 4’lü masa kurabilirsiniz ama yerelde kendine özgü dinamikleri, kendi masası var. Her aday en çok oyu almak için kendi masasını kurmak ister. Dolayısıyla çatıda kurulacak ittifakların yerelde reel olarak bir manası yok. Siz kimle anlaşırsanız anlaşın sizin anlaşma dışında bıraktığınız bir siyasi hareketle sizin başka yerdeki bir iliniz, ilçeniz anlaşma masasına oturabilir. Ben aday gösterilirsem şunu yapacağım, aday olmayan ve benim anlaşıp oyumu büyütebileceğim kim varsa anlaşmaya çalışacağım. Hatta kendi adayı olan siyasi partilerin tabanlarına da kendimi anlatacağım. Belediye başkanı adaylığı böyle bir şey. O şehirde herkesin oyuna sahipsiniz. Ben yerel seçimler için bu tür ittifakların zaten zorunlu olmadığını düşünüyorum’ dedi.
Türkiye’nin yangın yeri olduğuna dikket çeken Soyer, İzmir’de kongre sürecinde tek listeyle gidilmesini istediğini söyleyerek “CHP’li seçmen çok kırgın, çok kızgın, morali bozuk… Gerçekten bu konuda çok büyük bir sıkıntı var. Bu kurultay süreci de aslında seçmen açısından çok sempatik bir şey değil. Çünkü ‘Türkiye yangın yeri, dünyada savaşlar siz kurultayda kendi koltuklarınızın peşindesiniz’ gibi bir algıya dönüşüyor. Bu ne yazık ki iyi bir şey değil. Ama kurultaya giderken bizim yerel yöneticiler olarak bunun dışında durmamız lazım. Ben İzmir’de kongre sürecinde tek bir şey rica ettim, ‘Ne olur her ilçede tek listeyle gidilsin’ dedim. Bunu büyük ölçüde başardı arkadaşlar. ‘Birbirinizi sevmiyor olabilirsiniz, kırgınlıklarınız olabilir ama bir çatışma görüntüsü hepimize kaybettirir’ dedim. Kongreler tarihinde en büyük mutabakatla bir il başkanı seçildi. O kavga delegelerin çıkarttığı değil maalesef dışarıdan gelenler. Neden böyle söylediğimi de söyleyeyim? 522 delege oy kullandı, 14 kişi sadece benim ismimi çizmiş. Delege büyük bir konsensüsle bir il başkanı seçti ve il yönetimi oluştu” diye konuştu.
Kurultay sürecine ilişkin açıklamalarda bulunan Soyer, “Ben değişim konusundaki tavrımı seçimden kısa bir süre sonra ‘İzmir Duruşu’ başlıklı bir manifestoyla tarif etmeye çalışmıştım. Benim tarif ettiğim şey ne yazık ki bugün yaşanan şey değil. Ben şunu tarif etmiştim: İttifak çatısı altında bizim söylediklerimiz net olarak anlaşılmadı. CHP’nin söylediklerinin daha net anlaşılacağı bir duruşumuz olması lazım. Bu duruş sosyal demokrasiyle, soldan bir bakışla tarif edilecek bir şey olmalı. İdeolojisi konusunda herkesin kafasının net olduğu bir duruşu olması lazım CHP’nin… Dünyanın içinde bulunduğu, Türkiye’nin içinden geçtiği bu günlerde en doğru çözümlerin sosyal demokrasiden çıkabileceğini düşünüyorum. Ben sosyal demokrasinin insanlığın bu kainattaki en iyi inovasyonlarından biri olduğunu düşünüyorum. Hala hem global krizlere en doğru çözümlerin buradan çıkacağını düşünüyorum. CHP’nin de sosyal demokrat değerlerle hem yerelde hem genelde yeni politikalar, ürettiği politikaları daha şeffaflaştıracak ve evrenselleştirecek bir değişime ihtiyacı var. Benim değişim tarifim buydu. Bugün yaşadığımız bu süreç tam da bunların konuşulduğu tartışıldığı bir süreç değil” dedi.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na desteğinin tutarsızlık içerip içermediğine yönelik soruyu yanıtlayan Soyer, “Şöyle bir tutarsızlık yok, bütün bunları hangi gaye ve beklentilerle yaptığını 3 aşağı 5 yukarı biliyorum. Bunların ne kadar başarıya ulaşıp ulaşmadığı ayrı bir şey… Bütün bu süreçte Kemal Bey’in söylediklerinin, Özgür Bey’i söylediklerinin kendi içinde doğruları olduğunu düşünüyorum ama dahası biz 6’sı sabahından itibaren başka bir şey yaşamaya başlayacağız. Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında CHP’yi yerelde alternatif hale getirecek bir çabanın içine gireceğiz. Şu anda iktidarın sahip olduğu güç o kadar büyük bir güç ki bu güç sadece yerelde dizginlenebilir ve kontrol edilebilir. O nedenle yerel seçimler çok önemli. O nedenle bu rekabet ve parti içi kurultay sürecinde herkese yaptığım telkini burada da söyleyeyim, bizim en azından yerel yöneticiler olarak bu hikayenin biraz dışında durmamız lazım. Kendi şehirlerimizde çok doğru işler yapmalıyız. Ben bu tartışmalarda yerel yönetici olarak taraf olmanın doğru olmadığını düşünüyorum ve bu tartışmalara o nedenle girmiyorum” dedi.
Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığı konusunda bir belirsizlik olmadığını ifade eden Soyer, “Aslında belirsizlik yok. Oraya giden iş insanlarına böyle bir şey söylemiş Genel Başkan. Onlar da bunu ifade ettiler. Sadece bu bir Parti Meclisi kararına dönüşmedi. O da kurultaydan sonra parti meclisine gidecek. Yani Genel Başkanının niyeti konusunda bir tereddüt yok” dedi.
Soyer, ‘Kılıçdaroğlu yola devam ederse Parti Meclisi O’na rağmen bir karar alabilir mi?’ sorusuna da “Zannetmiyorum” yanıtını verdi. Soyer, “Genel Başkan değişirse ne olur onu bilmiyorum ama en azından şunu biliyorum ki Genel Başkanın zihninde böyle bir netlik var” dedi.
İYİ Parti’li Ümit Özlale’nin Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığına ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulunan Soyer, “Ben İzmir’de böyle bir risk görmüyorum. Benim çalışkan bir belediye başkanı olduğumu İzmirli biliyor. Yaptıklarımızın anlatılması konusunda eksiklerimiz olabilir. Ben yüzde 58’le çekilmiştim, 14-28 Temmuz arasında yüzde 57 gözüküyor. İzmirli çok eleştirel bir seçmendir, çok ince eler sık dokur ve en doğru kararı ver. Ben İzmir’de bir sürpriz yaşanacağını düşünmüyorum, kendi adıma söylüyorum benim kaybetme ihtimalim zayıftır” dedi.
Büyükşehir Belediye Başkanı, ‘AK Parti’nin göstereceği aday etkiler mi?’ sorusuna ise, “Hakikaten kim olacağına bağlı ama fark kapanmaz” yanıtını verdi.